Öncelikle bu mikrobu laboratuvar koşullarında sızma zeytinyağı ile karşılaştıran bilim adamları özellikle yağın içerisindeki antioksidan maddelerin H. Pylori nin üremesini yasakladığını fark ettiler. Bu tesire neden olan fenolik bileşikler aynı zamanda yeşil ve siyah çay, üzüm suyu, iyi nitelikte kızılcık, yabanmersini, böğürtlen, kiraz vb. koyu renkli meyvelerin kendilerinde ve sularında da bol ölçüde bulunmaktadır. Ancak zeytinyağının iyileştirici ve ülser/gastritten gözetici gücünün yalnızca fenolik bileşiklerden ibaret olmadığı da başka bir asıl.
Çalışmanın yayımlandığı Journal of Agricultural and Food Chemistry Tarım ve Besin kimyası dergisi de ayrıca zeytinyağının içindeki bu fenolik bileşiklerin midenin asit etrafında saatlerce bozulmadan kalabildiği ve midede bulunan H. Pylori bakterisi savaştığı da ifade edilmiş. Zeytinyağının içerisindeki bu fenolik bileşikler antibiyotik mukavemetine sahip bazı bakteri cinsleri üzerine bile öldürücü tesir göstermiştir.
Zeytin ve zeytin mahsullerinin çok zaman geçmeden tarihte olduğu gibi bir kere daha ilaç şifa muamelesi göreceği günler yakındır. O günlerde zeytin ve zeytinyağı ithal eden bir ülke vaziyetine düşmemek için zeytinliklerimizi yazlıklara dönüştürme acımasızlığının kısa zamanda durdurulması çok ehemmiyetlidir. Tıbbın elinde tüm teknolojik ve bilimsel çalışmalara karşın henüz zeytinyağına eş bir ilaç bulunmamaktadır.