Televizyonda izlediğimiz ya da gazetelerde okuduğumuz travmatik tecrübelerden korkmak basittir. Ama yaşammızı tehdit eden risklerle makûs fakat o oranda da insanın başına çok ender gelebilecek …
Televizyonda izlediğimiz ya da gazetelerde okuduğumuz travmatik tecrübelerden korkmak basittir. Ama yaşammızı tehdit eden risklerle makûs fakat o oranda da insanın başına çok ender gelebilecek vakaların arasındaki farkı görmemiz gerekmektedir. Medya tepki göstermemiz gereken, güvenliğimizi tehdit eden gerçek unsurlarla ama elimizden bir şeyin gelmeyeceği vahim fakat evvelden hipotez edilemeyen unsurlar arasındaki farkı genellikle ortaya çıkarmamaktadır. Makûs ve bir cinsli unutulamayan faciaları unutulmaz kılan unsurun bu faciaların insanın başına çok ender gelmesi olduğunu usunuzdan çıkarmayın.
Nisan 1999′da Colorado ’lu iki talebe Columbine Lisesi ’ne çok güçlü silahlarla gelip talebeleri ve hocaları öldürdüklerinde, ‘Tüm ulus mekteplerimizin ne denli tehlikesiz gösterilirse gösterilsin artık tehlikesiz olmadığını korku içinde görmüştü,” diyor Purdue Üniversitesi ’nden Glenn Muschert.
“Çocukların mektepte öldürülmeleri ihtimali, konutlarında anlaştırucudan, şimşek çarpmasından ya da ayyaş bir sürücünün kurbanı olarak can vermelerinden daha düşüktür. Mekteplerimizin tehlikesiz yerler olduklarını söyleyebiliriz ama Columbine vakayı çocuklan okuyan Amerikalılar arasında korku ve fobi yaratmıştır.”
Mektepler öteki yerlere göre çok daha tehlikesiz yerler olmakla birlikte bu cins felaketler medya aracılığıyla bizlere birebir eriştiğinden mevzubahisi risk daha büyük ve mübalağalı gelmektedir. “Araştırmalarım bu hadiseye, hadisenin kurbanlarına ya da neticesine karşı gösterdiğimiz tepkinin mübalağalı olduğunu göstermektedir,” diye laflarına ilave ediyor Profesör Muschert. “Denver varoşlarında yer alan bu hadisenin nasıl reelleştiğine ait medyada çıkan yazılardan insanların nasıl etkilendiğini görüyoruz.”
Profesör Muschert, Columbine hadisesinin yarattığı fobiyle bu cins vakaların neticelerinin şiddetin ülke gençliği üstündeki yanlış algılamayı da ateşlediğini ileri sürüyor. Lise talebelerinin laf mevzusu olduğu bu vakada gazetecilerin yaklaşımlarım araştıran profesör, ulusun şiddetin yükselişe geçtiğine neden inandığını da daha iyi görmüştü. “Herkes gençlerin şiddet yanlısı ya da kurban olduğunu düşünüyor,” dedi Profesör Muschert. “Bu düşünce, Columbine olayıyla medyada çıkan yazılarla desteklendiğinde asıl ne olursa olsun fobi dolu bir kültürü de birliktesi getirmektedir.”
Kentucky Üniversitesi analistlerine göre, biz insanlar başımıza en az gelebilecek vakalardan daha çok korkmaktayız.