Osteoporozdan korunmak için kemiklerimize çocukluktan itibaren yatırım yapmamız son derece ehemmiyet taşıyor. İşte kemiklerimizi gözetmek için yapmamız gerekenler.




Osteoporozdan bu tekliflerle korunun -Her gün kesinlikle bol taze sebze yiyin -Kırmızı et yerine beyaz et ve balık harcayın
-Fazla yağ tüketiminden kaçının
-Çok fazla proteinli besinler harcamayın -Baklagilleri seçim edin -Fosfat kapsayan hazır besinleri eksiltin
-Hazır yemekler, konserveler, katkı maddeleri olan besinlerden uzaklaşın, taze ev yemekleri seçim edin
-Daha az tuz kullanın
-Harcadığınız şeker ölçüsünü eksiltin
-Kahve, kola gibi meşrubatlardan uzak durun
-Bol su için
-Fazla yağ tüketiminden kaçının
-Çok fazla proteinli besinler harcamayın -Baklagilleri seçim edin -Fosfat kapsayan hazır besinleri eksiltin
-Hazır yemekler, konserveler, katkı maddeleri olan besinlerden uzaklaşın, taze ev yemekleri seçim edin
-Daha az tuz kullanın
-Harcadığınız şeker ölçüsünü eksiltin
-Kahve, kola gibi meşrubatlardan uzak durun
-Bol su için

Osteoporoz her ne kadar ileri yaş hastalığı olsa da muhakkak bir yarıyıldan sonra aniden ortaya çıkmıyor. Sürdürdüğümüz yaşam stilimiz, hastalığa zemin oluşturan düşük kemik niteliği ve yoğunluğunun büyümesini ciddi biçimde etkiliyor. Hatta bu tesir anne karnına kadar uzanıyor. İstatistikler dünyada her 3 bayandan ve her 5 erkekten birinde osteoporoza bağlı kırıklar büyüdüğünü gösteriyor.
Bu ihtiyatların başında da doğru beslenme geliyor.

Doruk kemik kütlesini rakımın Fizik Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Filiz Ateş, kemik imali gelişiminin bebeklik ve çocukluk yarıyılından başlayarak genç yetişkinliğe kadar devam ettiğini söylüyor. 20 yaşlara eriştiğimizde ise doruk kemik kütle denilen en güçlü noktaya erişiyor. İşte bütün bu safhada bebeklikten itibaren kalsiyumdan zengin besinlerin yeteri kadar harcamanın ehemmiyeti ortaya çıkıyor. Zira doruk kemik kütlesi yükseldikçe osteoporoz tehlikeyi eksiliyor. Dr. Filiz Ateş, doruk kemik kütlesine eriştikten sonra yavaş yavaş efor kaybeden kemiklerde imhanın başladığını ve menopozla beraber kaybın süratlenerek devam ettiğini belirtiyor. Erkeklerdeki kemik kaybı ise 50 yaşından sonra yaşanmaya başlıyor. Dr. Ateş, bu sebeple ihtiyarlamamızla beraber natürel olarak büyüyen kemik kaybını eksiltmek ve daha güçlü kemiklere sahip olmamızda kalsiyum ve D vitaminin koşul olduğunu belirtiyor.

Her yaşta kalsiyuma yer açın Sıhhatli ve güçlü kemiklere erişerek osteoporozdan korunmak için kesinlikle kalsiyum gerekiyor.
Örneğin gebelik ve emzirme yarıyılı ile sihrime süratinin çoğaldığı ergenlikte lüzum dinlenen kalsiyum ölçüyü çoğalıyor. Bu yarıyılda önerilen kalsiyum ölçüyü 1200 mg ’dır. Günlük ihtiyaç 2 su kadehi süt-yoğurt, 1 kibrit kolisi peynir+ 1 porsiyon sebze yemeği+ 3 porsiyon meyve ile karşılanabiliyor. Fizik Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Filiz Ateş, “Günlük süt ve süt mahsulleri ve özellikle kalsiyumdan zengin, koyu yeşil yapraklı sebzelere beslenmenizde daha çok yer verin. Bununla beraber hububat ve baklagiller de yeterli kalsiyum alımında destek veriyor” diyor.

Günde 20 dakika güneşle temas edin D vitamini noksanlığının osteoporoz tehlikesini artırdığına işaret eden Dr. Filiz Ateş, bunun için de günde 20-30 dakika kadar ellerin, kolların güneşle temas etmesinin yeterli olduğunu belirtiyor. Yiyeceklerle alınan kalsiyumun beden tarafından emilimini sağlayan D vitamini, cildin güneşle teması sonrasında beden tarafından üretiliyor. Dr. Filiz Ataş, D vitaminin aynı zamanda kemiğin gelişimine de destekçi olduğunu söylüyor.