Duygusal olarak aç iseniz hep açsınız!
Psikolojik Sağlık

Duygusal olarak aç iseniz hep açsınız!

Habertürk yazarı Güneş Aksüs açlık hissinin psikoloji ile bağlantılı olduğuna dikkat toplayarak buna dair bir yazı kaleme aldı. Bunalıma giren şahısların kilo almaya aşırısıyla eğilimli olduğuna dikkat toplayan Güneş Aksüs yazsında şunları paylaştı:

 “Bunalım deyince usuma ilk gelen uyku ve yemek olur”, “Mutsuzken 1 kutu çikolata yiyebilirim”, “Canım sıkkınsa kendimi cips kutularının içinde bulabiliyorum. Ne kadar yediğimin bir ehemmiyeti yok!”… Bu tümceler sana ne kadar tanıdık geldi? Çok sık mı dinliyorsun? Yoksa şu anda bütün de bu moda mı girmiştin? O zaman sana anlatacaklarımı iyi dinle…

Bunalım demek, ne olduğuna bakmadan yemek demek! Kilo almışım, vermişim kimin umurunda! Zira duygusal olarak açsan miden asla doymayı bilmez. Beynin, miden ve kalbin arasındaki ilişki çok ehemmiyetli. Duygusal açlıklarının sebebi yalnızca o günkü mutsuzluğun olmayabiliyor. Çocukluk yarıyılında yaşadığın duygusal travmalar ya da eşinle seneler evvel yaşadığın meseleler, stres seviyesinin uzun müddet yüksek olması, işyerinde yaşanılan meseleler ve hatta çocukken mektepte yaşadığın meseleler… Bunların hepsi bugüne yansıyabilir. Şayet mutsuzsan, bu yediklerinden, kilondan ve uykundan belli olur.

HERKES KİLO MU ALIR?

Bunalıma girme sebebine göre değişir ama insanların mutsuzluğa karşı verdiği tepkiler çoğu zaman şahsiyetiyle de alakalıdır. Misalin canı bunalınca iştahı kesilen bkocaman genelde kilo problemi yaşamaz. Hatta stres çoğaldığında iyice cılızlar ve çok cılızlıktan dolayı hastalanabilir, eforsuz hissedebilir, bağışıklık sistemi bundan etkilenir. Genelde erkeklerde veya çocukluğundan beri çok cılız olan şahıslarda gidişat böyledir.

Aslında sağlık tehlikeyi açısından çok cılız olmak da çok kilolu olmak da benzer tehlikeler taşır ve ikisi de bunalımı ağırlaştıran durumlardır.

BUNALIMDA VE ŞİŞMANIM!

Özellikle bunalıma giren bayanlarda daha sık gördüğümüz yeme bozukluğu veya bilinçsizce yeme gidişatı neticesinde ortaya çıkan kilo problem! Ayrıca bu kilo problemi çoğaldıkça bunalımı iyice derinleştirdiğini, bireyi daha da dibe çekebileceğini anımsatmak isterim. Zira sebebi her ne olursa olsun, bunalımdaysan kendine iyi gelecek ne varsa bunu yapmak doğrudur ama deva bol kalorili yemeklerde aranınca, neticeyi pek de bunalıma iyi gelmiyor.

MUTSUZLUĞA YENİSİ EKLENİR

Giydiğin elbiseye sığmadığında, aynada kendini bu biçimde gördüğünde bu mutsuzluğuna bir yenisini daha ilave etmiş oluyorsun! Bunu isteyerek yapmıyoruz ama neticesini bilerek yapıyoruz. “Bayanlar bunalımdayken kuaföre gider” derler, belki de bu iyi yöntem! Ve alışveriş deliliği, mutsuz olup bilinçsizce alışveriş yapmak… Belki bu da iyi bir şeydir. Neye göre? Yalnızca aldığın kalorilere göre! Yukarıyadaki iki şey de bunalımda öneri edilecek şeyler olmasa da bol kalori almak yerine kalori tükettiren hafifletici yöntemler bulmak gerek! Çok öfkelendiğinde dışarı çıkıp yürüyen insanlar var! Ne doğru! Zira çok iyi gelir…

Boşlukları yemekle doldurmak muhtemel değil!

Sevgilin yok, kendini çok sevgisiz seziyorsun, eşin seninle daha öncekisi gibi ilgilenmiyor… Böyle duygular içimizde büyük boşluklar bırakır. Cinsel yaşamdaki meseleler bile! Bu duygusal boşlukları, baklava, pasta ve pizzayla doldurmak muhtemel değil! Ama boş olan bu alanlar için başka tatmin duygusu aranır ve bizi en çok tatmin eden şey ‘yemek yemek ’tir! Bu gidişatta yapman gereken şey duygusal açlığını doyurmak. Bunun için psikologdan dayanak almalısın. Sonra da yediklerini gözden geçir.

Bunalımdayken perhiz yapılır mı?

Evet, yapılır… Kolay mı olur? Hayır ama yapılabilir. Gel şöyle derleyelim. Bunalımdasın ve kendini durduramadığın için kesintisiz abur cubur yiyorsun ve bu gidişat hem umurunda değil hem de seni çok mutsuz ediyor. Bir yerden bir dönüm noktası bulmak hem bu büyük mutsuzluktan kurtulmaktır hem de kilolardan! Güç ama başarınca kendini çok iyi sezeceksin! Bunalım rehabilitasyonu için hekimine, psikoloğa gidiyorsan bu yarıyılda diyetisyenle de çalış. Zira bu makûs beslendiğin yarıyılda yalnızca kilo almış olmuyorsun, makûs beslenmenin de mutsuzluğuna çok büyük tesiri var. Vitamin, mineral noksanlığı veya balanssız beslenmeyle alakalı belirtileri yazsam kendini bunalımda zannedebilirsin!

Şekerin düşüyorsa kimse sana yaklaşmaz

Hipoglisemi dediğimiz kan şekerinin süratli düşmesi gidişatında, asaplı, agresif, sabırsız, hassas, alıngan, ağlamaklı ve asık suratlı olabilirsin. Kısacası çekilmez oluyorsan bu senin hep böyle olduğunu ve bunalımda olduğunu göstermez. Şekerin düştüğünde de aynı şeyleri yaşarsın. İnceleme yaptır ve açlık-tokluk şekerini ölçtür. Şayet hipoglisemi teşhisi konduysa ama sen hâlâ yaşam stilini buna göre yenilemediysen, mutsuz bir hayat seni bekliyor demektir.

Bunalıma girdiğini düşünüyorsan evvel yediklerini hakimiyet et!

* Çok süratli zayıfladıysan

* Ekmeksiz perhiz yapıyorsan

* Yalnızca protein alarak perhiz yapıyorsan

* Kesintisiz detoks perhizleri yapıyorsan

* Az yiyerek cılız kalmaya çalışıyorsan

* Çok abur cubur yiyorsan

* Çok yemek seçiyorsan

* Et-balık yemiyorsan

* Kuruyemiş yemiyorsan

* Süt içmiyorsan

* Bir sabah bir akşam yiyor veya öğün sıçrıyorsan

* Su içmiyorsan

* Hipoglisemin varsa ve buna göre yaşamıyorsan

* Ensülin mukavemetin varsa

* Tiroit problemin varsa tüm bu gidişatlarda kendini mutsuz, halsiz, agresif, hassas, bitkin hissedebilirsin. Evvel beslenmeni düzenle, başka bir deyişle yemeklerle aiti… Sonra da kendine dön bir bak!

Kaynak: Güneş AKSÜS / GAZETE HABERTÜRK