Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Klinik Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, yaptığı açıklamada, genetik ve etrafsal etkenlerin kalın bağırsak kanseri gelişimine olan tesirinin iyi bilindiğini belirtti.
Kanser cerrahisi, radyoterapi ve kemoterapi alanlarındaki büyümelere rağmen rehabilitasyon oranlarında çok düzelme olmadığını, ancak yine de kansere karşı en iyi yolun rehabilitasyon olmayı sürdürmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, ”Geçen senelerde yaptığımız ve batılı bir çok araştırmacının yayınladıkları benzer çalışmalarımızı kamu oyu ile paylaştım. Bir defa daha ulusumuzun hatırlamasında verim olduğunu düşündüğüm bir konu acı biberdeki kapsaisin maddesidir” dedi.
Son olarak Güney Koreli tahlilcilerin Nisan 2009’da ‘Cellular& Molecular Biology Letters’ adlı mecmuada ve Anticancer Research dergisinin ocak sayısında yayımlanan çalışmada, karaciğer kanser hücresi üzerine kapsaisin tesirinin incelendiğini vurgulayan Prof. Dr.Yılmaz, ”Kapsaisin trans-8-metil-N-vanillyl-6-nonenamide, biberin temel acı maddesi olup, bir hayli hücre tipinde, bir anti-ur tesiri sergilemiştir. Ancak, kapsaisinin anti ur tesiri bütün açıklanmamıştır” dedi.