Türklerde Kalp Hastalıkları
Genel Sağlık

Türklerde Kalp Hastalıkları

10 sene içinde kalp hastalıklarından vefatların çoğalacağı bildirildi.

Türk cemiyetinin ırksal olarak, iyi kolestrol HDL düşüklüğüne yol açan kalıtsal özelliklere sahip olduğu belirtildi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Aksoy, kiloluluk ve hareketsizliğin kalp- damar hastalıkları tehlikesini artıran ehemmiyetli unsurlar olduğunu belirterek, Kalp-damar hastalıkları vefatlarında metabolik belirti dediğimiz, iyi kolestrol düşüklüğü, trigiliserid, bel etrafı kiloluluk ve tansiyon yüksekliği ile şeker hastalığına meyil etmen oluyor dedi.

Araştırmalarda, bu beş meylin Türk halkında yüksek seviyelerde görüldüğünü, bu sebeple kalp-damar hastalıklarında yoğun çoğalış olduğunu ifade eden Doç. Dr. Aksoy, şöyle devam etti: Kolestrolün düşük olması, o insanın kalp hastası olmayacağı anlamına gelmez. Kolestrol yüksekliği olmadan da insanlar kalp hastası olabiliyor, yaşamlarını ani krizle yitirebiliyorlar.

Şişman, sigara ve içki kullanan, iyi kolestrolü yüksek, ancak trigliseridi yüksek olan da kalp hastası olabilir. Türkiyede 300 binin üzerinde kalp hastası var. Akdeniz ve Egede kalp damar-damar hastalığı daha düşük. Akdeniz mutfağında katı yağ kullanımı yok, bu sebeple kalp hastalığı görülme oranı daha düşük seviyelerde.

KALITSAL FAKTÖRLER

Avrupa ve Amerikada insanların kolestrol ve trigiliserid kıymetlerinin, Türk halkına oranla daha yüksek, ancak bizde vefatların fazla olduğuna dikkati sürükleyen Doç. Dr. Aksoy, laflarını şöyle sürdürdü: Bunda kalıtsal ve etrafsal etmenlerin de tesiri var. Genç cemiyetiz, ancak kalp krizinden vefatlarımız çok fazla.

10 sene içinde vefatlar ve hasta rakamı ehemmiyetli miktarda çoğalacak. 30-40 yaşları arasında kilo çoğalışı çok fazla. Fert 40 yaşını aştığında karşımıza kalp hastası olarak çıkıyor. İnsanlar en bereketli çağları olan 40 yaşında kalp hastası oluyor.

ÖNERİLER

Doç. Dr. Aksoy, uzun ömürlü olmak için beslenme alışkanlıklarında ve yaşam stilinde farklılık yapmanın koşul olduğunu, stresli yaşam, sigara, içki gibi alışkanlıklardan uzak durulması gerektiğini bildirdi.

Özellikle katı yağlardan ve kırmızı etten oluşan alışkanlıkların terk edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Aksoy, laflarını şöyle bitirdi: Kilolular zayıflamayı sınamalı, kalori kısıtlaması yapmalı, hayvansal orijinli yağlardan uzak durmalı, akışkan yağlar seçim edilmeli. Haftada en az 4 kere 1er saat yürümeli. Asla ve asla sigara kullanılmamalı. 20 yaşını geçenler senede bir kere kan yağlarına baktırmalı, ailede tehlike etkeni varsa o birey yaşamına daha dikkat etmeli. 40 yaşına kadar 5 yılda bir hakimiyet öneriyoruz, 40 yaşından sonra hakimiyet rakamı artırılmalı.