Süper Bağışıklık Mümkün mü?
Bağışıklık Sistemi

Süper Bağışıklık Mümkün mü?

Science Express adlı tıp dergisinde yayınlanan ve grip virüsü ile enfekte edilen fareler üzerinde yapılan araştırmada tüm A tipi grip virüslerine karşı tesirli olan bir antikor tespit edildi ve bu antikorun rehabilitasyonda da işe yarayabileceği ortaya çıktı.

Domuz gribi geçiren bazı şahısların öbür enfeksiyonlara karşı da korunmalarını sağlayan “süper bağışıklık” kazanmalarını temel alan İngiliz ve İsviçreli uzmanlar grip geçiren veya aşı olan bireylere ait 100 binden fazla bağışıklık hücresini x-ışınlı kristalografi ile incelediler.

Bu örneklerden bütün A tipi grip virüslerinin yüzeyinde bulunan H hemaglutinin antijenini hedef alan ve F16 isminı verdikleri bir antikoru izole ettiler.

Deneylerde, bu antikorun enjekte edildiği farelerde öldürücü dozlarda bilgilen H1N1 virüsüne karşı bütün koruma sağladığı belirlendi. Virüs verildikten iki gün sonra antikorun enjekte edildiği farelerin ise grip hastalığını atlattıkları ve can vermedikleri gözlendi.

F16 yeni grip aşısı olabilir mi?

Bu antikorun bu evrede bir aşı olarak değil bir rehabilitasyon taşıtı olarak görülmesi gerekli çünkü bir aşıdan bahsedebilmek için o maddenin bağışıklık sistemini uyarması gerekiyor.

Bu antikor çok ölçüde üretilebilirse gribin önlenmesi ve grip tedavisinde işe yaraması mümkündür ve tüm grip virüslerine karşı çok tesirli olan bir aşı yaratılmasında ilk adım da olabilir.

Günümüzdeki grip aşıları

50 seneden beri kullanılmakta olan grip aşıları, her sene bir önceki mevsim en çok rastlanan grip virüslerinin türlerine göre yeniden hazırlanır. Bu emelle Dünya Sağlık Teşkilatı her sene dünyada en çok hastalık yapmış olan ikisi A ve bkocaman B olmak üzere üç farklı virüs grubu belirler.

A tipi virüslerin yüzeylerinde bulunan ve kısaca H ve N olarak bilinen antijenlerden H antijenlerinin 16 ve N antijenlerinin ise 9 değişik cinsi vardır. A tipi virüslerin bu antijenlere göre onlarca değişik cinsi vardır: H1N1, H3N2, H5N1 gibi. Üstelik bu antijenlerde devamlı olarak yapısal farklılıklar da meydana gelir.

Bu biçimde her sene yeniden hazırlanan aşıların birkaç önemli dezavantajı vardır. Elde edilen bağışıklığın çok güçlü olmaması; bağışıklığın kısa süreli olması ve grip virüslerinin yüzey antijenlerinin devamlı farklılık göstermesi sebebiyle bu aşılarla yalnızca belirli tip virüslere karşı kısmi korunma sağlanabiliyor. Bu yüzden de grip aşılarının her sene tekerrür edilmesi gerekiyor.

Kalıcı aşı için çalışmalar var

Halen uygulanmakta olan grip aşısının olumsuzluklarını ortadan kaldıracak olan aşılar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bunun için tüm A cinsi virüslerde ortak olan ve farklılık göstermeyen proteinlerin bulunması gerekiyor.

Oxford’ lu bilim adamları grip virüsünün iç kısımlarında yer alan nükleoprotein ve matriks protein 1 ismi bilgilen proteinler üzerinde çalışarak aşı geliştirmeye çalışıyorlar. Bu proteinler A virüslerinin yüzde 90’ ında bulundukları için bunların bkocamannden hazırlanacak aşının virüslerin yüzde 90’ ına karşı tesirli bir koruma sağlaması bekleniyor.

Gelelim neticeye

Tüm A tipi grip virüslerine tesirli olan ve ömür boyu bağışıklık sağlayan bir aşı sayesinde bir kere grip aşısı olmakla grip virüslerine karşı bütün ve uzun süreli korunma sağlanması teorik olarak mümkündür.

Bu konudaki çalışmaların uygulama alanına girebilmesi için daha en az 5-6 sene sürecek pek çok araştırmanın yapılması şarttır.

Bu araştırmaların, insanlara her sene grip aşısı yapılması sayesinde milyar dolarları kasalarına indiren aşı üreticilerinin engellemeleriyle karşılaşmamasını diliyorum.

Prof.Dr.Ahmet Rasim Kucukusta