Konutlarımızın olmazsa olmazı o bezler. Hepimizin elinin altında duran, ilk müdehaleyi hep onunla yaptığımız, kullanımı ve pakliği kolay bu bezler gerçeğinde konutumuz için saklı birer tehdit!
Mikrofiber kapsayan paklik bezleri, paklik işlerimizde en büyük destekçilerimizden biri. Paklik yapılan yüzeylerde deterjan kullanımı gerektirmemesi, az ölçü su ile pakliğe imkân sağlaması, toz, leke, mikrop ve bakterileri tutuklaması açısından bu paklik malzemeleri avantajlı gibi gözüküyor. Peki, bu kadar kullanışlı ve pratik olan mikrofiber paklik malzemeleri göründükleri kadar masum mu? Doç. Dr. Ece Harman gerçeğinde o kadar da masum olmadıklarını söylüyor… Harman, bu paklik vasıtalarının gerek kanser gerekse hormon bozuklukları ile ilişkisinin hali hazırda tartışıldığını dikkat topluyor…
Mikrofiber nedir? İçeriğinde ne var?
Gerek paklik bezi gerekse paklik süngeri içerisinde bulunan mikrofiber; kimyevi olarak polyamid, polyester ve elyaf içeriyor.
Ancak polyester ve poliamid kapsayan mahsuller üreten bir fabrikada yapılan çalışmada, emekçilerde ilerleyen senelerde istatiksel olarak anlamlı miktarda kanser çoğalışları olduğu gözlemlendi. Akciğer, prostat, cilt kanserleri sıklığında da anlamlı bir yükselme olduğu saptandı.
Kanserden obeziteye pek çok meseleye yol açabiliyor
Bu kimyevi casusların kanser oluşturma ihtimali dışında ayrıca Endokrin sistem denilen hormon yapımı ve salgısını bozma gibi tesirleri de ayrı bir müzakere mevzusu. İnsan bedenindeki uzuv, sistem ve hatta hücrelerin birbiriyle bağlantı kurması ve bilgi alışverişinde bulunmasını sağlayan sinyal mesaj sistemi de bu kimyevi casuslardan etkilenebiliyor. Bu haberleşme ağının tertip edicilerinden Endokrin sistem, ürettiği hormonlarla hayatsal aktivitelerimize tertip ediyor. Ancak mikrofiberi oluşturan polyamid, polyester, elyaf, naylon, bisfenol A gibi kimyeviler, sinyal ileten ağlarda bozukluğa yol açarak hormon salgılanması ya da etkileşimini yasaklayarak, bir cins karmaşıklığa yol açıyorlar. Günümüzde neredeyse her konutta bulunan paklik malzemeleri, plastik ambalaj, şampuan, oyuncak, biberon, su arıtma sistemleri içindeki membranlar gibi pek çok mahsulün içinde bulunan bu kimyevi maddeler, yetişkinlerde muhtelif kanser cinsleri, kısırlık, bunalım, sık hasta olma, bağışıklık sisteminde cılızlık, yeme tutum bozuklukları, erken ihtiyarlama; çocuklarda ise obezite, hiperaktivite, otizm, büyüme geriliği, bilme eforlukları gibi meselelere yol açabiliyor.
Sivrisinek kovucu olarak lavanta gibi uçucu yağlardan faydalanın
Hayata alanlarımızda kullandığımız bu kimyevi casuslara karşı cemiyet bazında farkındalık yaratılmasının ehemmiyetine dikkat toplayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doçent Hekim Ece Harman, bu mevzuda alınabilecek kolay ama zorunlu ihtiyatları şöyle sıralıyor;
*Çocuklarda farkındalık yaratılması için mekteplerde eğitim seminerleri tertip edilmesi,
* Etraf lekeliliğinin önlemesi için temkinlerin alınması,
* Endüstriyel atıkların filtrelenmesi,
* Çocuk sahibi olmayı tasarlayan çiftlere, hamilelere ve yeni annelere eğitim verilmesi,
* Besin tercihinde dikkatli olunması,
* Plastik yerine sırça şişe sularının harcanması,
* Ergen veya geç ergenlik bulgusu gösteren, süratle ve fazla kilo alan çocukların hekim tetkikinden geçirilmesi,
* Deterjan, paklik akışkanları ve ilaçların lavaboya dökülmemesi,
* Mutfaklarda paklik malzemesi olarak kullanılan ve mikrofiber poliyester, poliamid kapsayan mahsullerin seçim edilmemesi,
* Sivrisinek kovucu olarak natürel uçucu yağların lavanta, okaliptus, limon, nane gibi kullanılması.
.