Gülümseyici neticelerin alındığı yeni rehabilitasyon usulleri arasında yer alan immünoterapide, kemoterapide oluşan yan tesirlerin neredeyse hiç olmadığını belirten Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır Söğütözü Sağlık Kurumu Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Metin Şeker, kanser hastalığı rehabilitasyonunun süreci ile alakalı bilgi verirken, immünoterapi hakkında da ehemmiyetli söylemelerde bulundu:
– İsmini her geçen gün daha sık dinlediğimiz kanser, çağdaş hayatın bizlere sunduğu yeni ve makûs bir armağan değildir. Reelinde kanser M.Ö. 1600 senesinden beri daha önceki Mısır’da öğrenilen bir hastalıktır. Hastalığa kanser ismi M.Ö. 4. yüzyılda Hipokrat tarafından verilmiştir.
– Kanser hastalığının rehabilitasyonunda ilk ehemmiyetli büyüme, 18. asrın sonlarında cerrahi usullerin kullanılmasıdır. Bu süreci 19. asrın sonlarında radyoterapi izlemiştir. Bu usuller ile kanser rehabilitasyonunda iyileşme olmakla beraber rehabilitasyon edilen şahısların büyük kısmında hastalığın yinelemesi önlenememiştir.
Uslu ilaçlar zaferi süratlendirir
1950’lerde ilk kemoterapi ilaçları kullanıma sunulmuş ve o ana kadar kür kaderi olmayan lösemi, lenfoma, testis kanseri gibi bir hayli urun tamamen iyileşmesi sağlanmıştır. Bu hoş büyüme ile yeni ilaç geliştirme alanındaki araştırmalar da sürat kazandı ve 1990’ların sonunda ilk maksada müteveccih ilaçlar uslu ilaçlar kullanıma girdi. Bu ilaçlarla beraber kanser rehabilitasyonunda çok daha iyi neticeler elde edildi.
– Olağan kemoterapi ilaçları, doğrudan hücreleri öldürerek tesir eder. Dolayısıyla kanserli hücreler ile beraber bazı sıhhatli hücrelere de hasar verirler. Uslu ilaçlar, kanserli hücrelerde daha yoğun olarak bulunan reseptörlere akdikeni bağlanır ve bu sayede klasik hücrelere yan tesirleri daha azdır.
En ehemmiyetli rehabilitasyon eforlu bağışıklık sisteminiz
Bağışıklık sistemimizin en ehemmiyetli vazifeyi, bedenimize ait olmayan yabancı hücreleri ve proteinleri tanımak ve onları ortadan kaldırmaktır. Aynı biçimde, bedenimize ait olsa dahi klasik hayat müddetini bitirmiş veya misyonunu yapamayan hücreler de bağışıklık sistemimiz tarafından ortadan kaldırılır. Bu sayede genç ve sıhhatli hücrelere yer açılmış olur. Kanserli hücrelerin en ehemmiyetli özelliklerinden birisi ise bağışıklık sisteminden saklanabilme maharetidir. Kanserli hücreler bunu, bağışıklık sisteminin etkinleşmesini yasaklayan maddeleri üreterek yaparlar.
– Bağışıklık sistemini aktive eden immünoterapi, bağışıklık hücrelerinin kanserli hücreler ile daha tesirli savaşmasını sağlayan bir rehabilitasyon usulüdür.
Kemoterapi yan tesiri neredeyse yok
– İmmünoterapi ilaçları değişik usuller ile bağışıklık sistemini aktive ederek çalıştırmaktadır. Bu ilaçlar ile ilk araştırmalar cilt urlarında malign melanom yapıldı ve çok zaferli neticeler elde edildi. Malign melanomlu hastalarda bağışıklık sistemini aktive eden ilaçların kullanımı ile beraber daha evvelleri 8-10 ay olan hayat zamanları 80-90 aylara erişti. Cilt urlarını böbrek urları, akciğer kanserleri, lenfomalar ve bir hayli öteki kanser cinsi takip etti. Bu kanser cinslerinin tamamında oldukça zaferli neticeler elde edildi.
– Hastaların büyük bir kısmının hayat zamanlarında çok ehemmiyetli iyileşmeler sağlandı. Üstelik bu hayat zamanındaki çok ciddi uzamaya karşın yan tesirlere de olağan kemoterapilere göre daha az tesadüfüldü. Başka Bir Deyişle immünoterapiler, hem hayat vakitlerini uzattı hem de hastaların hayat niteliklerinin yükselmesine dayanakçı oldu. İmmünoterapi ilaçları ile alakalı deneyimler artıkça bu ilaçların çok ehemmiyetli bir bereketi daha gözlemlendi. Bazı hastalarda immünoterapi rehabilitasyonu kesildikten aylar sonra dahi urlarda küçülmeler olabildiği görüldü.