Kalp hastalığı için tehlike etmeni olan değişik alışkanlıklara sahip bireylerde kahvenin tesiri daha da çoğalıyor. Analistler kalp hastalığı bulunan veya tehlike altındaki şahısların az veya çok kahveden tamamen uzak kalmaları gerektiğini ifade ediyorlar.
Kahvenin içinde bulunan kafeinin kan tazyikinde ve semptik etkinlikte kısa süreli çoğalışa neden olduğunun ve bunun da kalp krizi gelişimini tetikleyebileceğini ileri sürüyorlar.
Bununla beraber eskiki araştırmalar kahvenin parkinson hastalığı, şeker hastalığı ve belli kanserlerin büyüme tehlikesini eksiltebileceğini belirtmekte.
Bahse mevzu çalışmada ise günde 2-3 kadeh kahve içenlerde her fincan sonrasında kalp krizi geçirme tehlikelerinin %60 kadar çoğaldığı ifade ediliyor. Oysa bu çoğalış az ölçüde kahve içenlerde içilen her kadeh kahve sonrasında %400e kadar çıkabiliyor. En bahtlı grup ise günde 4-5 kadeh ve daha fazla kahve içenler: bu grupta her kadeh sonrası kalp krizi büyüme tehlikeyi çok az çoğalıyor. Kahvenin yanısıra değişik tehlike etkenlerinden 3 veya aşırısına sahip bireylerde kahve sonrası kalp krizi büyüme tehlikeyi iki kat daha çoğalıyor.
Özellikle sedanter hareketsiz bir yaşam süren şahısların kahve içmemeleri öneriliyor.
Eskiki bir çalışmada da kahveyi metabolize etme süratleri genetik olarak yavaş olan bireylerde, kahve içimi sonrası ölümcül olmayan kalp krizi hadiselerinin sık olduğu belirtilmişti.
YUKARIDA LAF EDİLEN KAHVENİN BİZİM PİŞİRİLEREK HAZIRLANAN TÜRK KAHVESİ İLE AYNI OLMADIĞINI BELİRTMEKTE FAYDA VAR. ANCAK FAKTÖR MADDE OLAN KAFEİN AYNI.
Kaynaklar:
Baylin, A. Epidemiology, Aug. 2006; 17: 506-511.
Cornelis, M. JAMA, The Journal of the American Medical Association, March 8, 2006; 295: 1135-1141.