Anne ve anne adaylarına çocuk istismarı mevzusunda farkındalık oluşturmak emeliyle geliştirilen sosyal mesullük projesinde ilk adım ‘Çocuk istismarı ve Farkındalık’ sunumuyla atıldı.
Korunmak için farkında olmak şiarıyla yola çıkan ‘Çocuk istismarında Gayretçi Gönüller’ grubu çocuklara farkındalık oluşturmak için devlet işbirliğiyle mekteplerde eğitim vermeyi kastediyor. İstanbul Yeni Asır Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Kısmı talebeleri, sosyal mesullük projesi geliştirdikleri Üniversite Kültürü dersinde ‘Çocuk İstismarında Gayretçi Gönüller’ takımı oluşturdu. Mahremiyet noktasında çocuğu gözetmek ismine annelerin farkındalığına müteveccih bir sunum tertip edildi. Anne, anne adaylarının katılım gösterdiği sunumda, çocuğun kendisini güvende sezebileceği ailelerin bile istismar için risk oluşturabildiği ve çocuğun farkındalık sahibi olursa kendini gözetebileceği konuşuldu.
İHMAL DE ÇOCUĞUN YAŞAMINI TEHDİT EDEBİLİR
‘Çocuk İstismarı ve Farkındalık’ sunumunu yapan psikoterapi uzmanı Ayşe Hüsna Arslan, terapi tecrübelerini de aktardı. Çocuk istismarını ‘bir çocuğun yetişkin/ler tarafından fiziksel, duygusal, zekasal ve ya cinsel gelişimini yasaklayan ya da beden ya da ruh sıhhatine hasar veren, kaza neticeyi olmayan gidişatlarla karşılaşması olarak belirleyen Ayşe Hüsna Arslan, ilgisizliğin de çocuğun yaşamını tehdit edebilecek ciddi meselelere yol açabileceğini ifade etti. Arslan, çocuğun pek çok alanda erişkin bakımına gereksinim dinlediği için lüzumlarının karşılanmamasının onun vücutsal, ruhsal ve sosyal gelişimini yasakladığını söyledi.
HER 4-5 ÇOCUKTAN BİRİ İSTİSMARA MARUZ KALIYOR
Çocuk istismarcılarının yüzde 80-90 oranında erkek olduğunu andırdıran Ayşe Hüsna Arslan, Türkiye’de istismar oranının Avrupa’dan daha fazla olduğunu ve Türkiye’de,4-5 çocuktan birinin cinsel istismara maruz kaldığını belirtti. Çocuk istismarında yaş dağılımı bilgilerine değinen Arslan, ‘Çocuklar 3 yaşından sonra yoğunlukla da 6 yaşından sonra istismara maruz kalıyor. Aileler ise bilinirse çocuğun cemiyetle bağının kopacağını düşünerek vakayı kapatıyor. Oysaki bütün tersi oluyor, çocuk duygusal çöküntü yaşayabiliyor, psikolojik anlamda da yaralanıyor. Bu yaralar erişkinlik yarıyılında ortaya çıkıyor, çocuklar şiddet uygulayıcısı olabiliyorlar’ dedi.