Diğer taraftan UV ışığın çoğu atmosfer tarafından emilmektedir ve çok minik dalga boyları yeryüzüne erişememektedir. Bulutlu havalarda emilim daha da artmaktadır.
UV ışık yeryüzünden yansıtılır. Toprak ve çimen %1-5, su %3-13 arası yansıtırken kar %88 e kadar yansıma yapabilir. UV tesiri yükseklerde çoğalır, çünkü filtre edecek atmosfer eksilmektedir. Dağcılarda tırmanma sırasında, güneşin sıcaklık tesirinin eksilmesine karşın güneş yanığı olma ihtimali daha fazladır. Dağa tırmananlar ve kar kayağı yapanlar UV ışınıma en fazla maruz kalanlardır.
Gözün yapısındaki muhakkak özellikler UV ye karşı koruma sağlar. Gözlerin yatay düzlemde yerleşmiş olması ve kemik yapısı ehemmiyetli koruma etkenleridir. Daha ileri anatomik korunma burun, kaş ve yanakla sağlanır. Göz kapaklarının fazla ışıkta kapanması da gözetici etmenlerden birisidir.
Göze erişen UV ışınların da ancak bir kısmı gözün iç kısmındaki ağ tabakaya erişebilmektedir. Çünkü kornea ve lenste oldukça fazla emilim hakikatleşmektedir. UV ye yüksek dozda ve uzun süreli maruz kalma vaziyetlerinde muayenehane tesirler ortaya çıkmaya başlamaktadır. Akut olarak UV ile karşılaşma sonrası 6 saat içinde yüzeyel punktat keratopati büyümektedir. Bu gidişata kaynakçılarda ve kar ile uğraşanlarda sık tesadüfülür ve bu gidişata “kar âmâlığı”ismi verilmektedir. Bu fotokeratit tablosu oldukça sızılı olup 8-12 saat içinde kendiliğinden iyileşir. Kayakçıların günde 12 saatten fazla kaymaları fotokeratit için ciddi risk oluşturur.
Uzun vakit güneşe maruz kalanlarda ulus arasında et gelişmesi diye öğrenilen pterjiyum veya pinguekula büyüyebilir. Lensin içindeki proteinlerin yapısını bozarak katarakt yaradılışına yol açabilir. Asap katmanı üzerinde de temelli tesirleri vardır.
UV ışığın tüm bu hasarları göz önüne alındığında milyonlarca insanın bundan korunması gündeme gelmektedir. Ulus sıhhati açısından insanların en azından 10:00-14:00 saatleri arasında güneş gözlüğü kullanması gerekmektedir. UV emen kontakt lens ve göz içi lensler de mevcuttur.
UV den korunmanın en kolay yolu tabi ki kapalı alanlarda kalmaktır. Gün içinde sarih civarlarda bulunurken giyilen şapka ve uygun biçimde kullanılan güneş gözlükleriyle göze gelen UV den %95 oranında korunulabilir. Kullanılan gözlüklerde özel UV ışınları yasaklayan personeller olmaksızın yalnızca sırça yerine plastik gözlük seçilmesi dahi UV nin göze girmesini yasaklayan ehemmiyetli bir faktördür.
Lensler, kromoforlar sayesinde UV ışınımı filtre ederler. Bunlar, lenslere renk veya koyuluk vermedikleri için, dolaysız lensin renk ve koyuluğuna bakarak UV emilimi mevzusunda fikir sahibi olamayız.
Fotokromik lensler UV ışığa maruz kalınca renk değiştirirler ve oldukça iyi bir filtrasyon sağlarlar.
Gözlüklerin biçimi ve göz önünde duruş pozisyonları da UV den korunma için ehemmiyet taşımaktadır. Göz etrafını çepeçevre saran gözlük biçimleri en değerli koruyuculardır.
Bunun yanında güneş gözlüklerinin lensleri de optik olarak nitelikli olmalı, çizik olmamalıdır. Lensin hafif bir esnemesinde üzerinde pigment defektleri oluşmamalıdır.
Kaynak: Işık Göz Kliniği
Tel: 0.312.4196262