Çocukların Mektep Fobisini Yenmesi İçin 6 Teklif
Bu sene mektep zilinin çalmasıyla birlikte çocukların yaşamında yeni bir yarıyıl başlıyor. Ancak bu sene öbür eğitim-öğretim yarıyıllarından değişik olarak 5,5 yaşını dolduranlar da bcerahatçi sınıfa başlıyor. Çocukların anne ve babalarından, kendileriyle ilgilenen aile büyüklerinden ufalamakta, yeni bir civara girmekte yaşadıkları meseleler daha da çoğalacak gibi görünüyor.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal, çocukları mektebe alıştırırken ve mektep fobilerini yenmelerine takviyeci olurken sıcak ve içten davranılmasını öneriyor ve ekliyor: “ ’Korkma, korkulacak bir şey yok ’ derseniz, çocuk bunu demek ki korkulacak bir şey var olarak idrak ettiğinden bu cins yapma, etme stilinde komutlar kapsayan tümceler kurmaktan sakınmalısınız” diyor. Çocukların mektep fobileriyle alakalı anne ve babaların en çok merak ettikleri mevzular hakkında balakalar veren Dr. Arzu Önal, hem bu bu mevzuyla alakalı sık sorulan sualleri cevaplıyor hem de anne babalara ehemmiyetli tekliflerde bulunuyor:
Mektep Fobisine Karşı 6 Teklif
Yeni bir civara girmeye hazırlanan çocuk kendini güvende hissedebilmek için girdiği etrafta neler olacağını evvelden bilmek istiyor. Ancak bunu bilebilmesi ve anlayabilmesi emeliyle çocuğa yeterli ve nitelikli zaman dağılması gerekiyor. Bu fobiyi yenmesi için 6 teklifte bulunan Dr. Arzu Önal, bunları şöyle sıralıyor:
1- Çocuğunuzu sabah sarılarak uyandırın. İlk zamanlarda çocuklar yeni bir kumpasa alışmaya çalıştıklarından kendi başlarına uyanamayabilir. Anne ve babalarının kendisini uyandırdığını gören çocuk gevşeme hissi dinler.
2- Elbette güne başlamak yalnızca uyanmakla bitmiyor. Çocuğunuzun mektep hazırlıklarını yapmasına, giyinmesine ve dişlerini fırçalamasına takviyeci olun.
3- Çocuğunuzla birlikte kahvaltı faktörüz mektebe gitmeden evvel kendini iyi sezmesine takviyeci olur.
4- Onunla birlikte mektebe gitmeniz de moralini artırır, kendisini güvende sezer, yalnızlık duygusunu daha az duyumsar.
5- Sırt çantasını sınıfına yerleştirin.
6- Pencereden anne-babadene güle güle demesini isteyin.
Sakin Ve Yumuşak Bir Ses Tonuyla Konuşun
Tüm bunların yanısıra anne ve babaların çocuklarını sınıfa bırakırken sakin bir ses tonu ve görünümde olmalarını öneren Dr. Arzu Önal, “Çocuklar anne-babalarının ne sezdikleri mevzusunda duyarlıdırlar ve evhamlıysanız hemen kavrarlar. Dolayısıyla güle güle derken içinde bulunduğunuz ruh hali onun feryat figan ağlamasına ya da koşarak mutlu bir biçimde mektebe yönelmesine tesir etmektedir. İçinizden ne kadar üzülseniz de tebessümün, sakin ve yapıcı ses tonu ile konuşun. Evhamlı ya da mutsuz olduğunuz suratınıza yansır ise çocuğunuz şöyle bir ileti alır “Mektep / anaokulu /yuvaya gitmemle alakalı annemi kaygı veren bir şey var, demek ki başıma bilmediğim bir şey gelebilir?”. Tüm bu yaklaşımların bazen başarısızlıkla sonuçlanabileceğine de dikkat toplayan Dr. Arzu Önal, “Bu gidişatta bir uzmandan destek almak yararlı olabilir. Reyin terapisi, Kognitif tavırcı terapi usulleri ve ilaç rehabilitasyonu kullanılan usuller arasındadır. Bazen tek başına bazen de bu usulleri birleştirerek rehabilitasyon sağlanmaktadır” diye konuşuyor.
Güvensiz Çocuklar Daha Çok Zorlanıyor
Mektebe başlarken takvim yaşının yanısıra çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi de mektebe başlamaya hazır olup olmadığının göstergesi olarak ehemmiyet taşıyor. Bazı çocuklar daha geç olgunlaşabiliyor, bu gidişatta mektebe başlamak için bir sene daha bilave etmesi gerekebiliyor. Fakat yakalatma ya da evham kaynaklı bir gönülsüzlük ortaya çıkıyorsa bu tutumun üzerine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Arzu Önal, şunları söylüyor:
“Böyle gidişatlarda yapılan erteleme 2-3 sene sonra da olsa mektebe başladığında aynı tepkileri vermesini yasaklamamaktadır. Bu gidişat, daha evvel anne-babadan bölmeyen, ayrılığın edişe verici olduğu duygusu sezdirilen, güvensiz çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu çocukların evham seviyeyi oldukça yüksektir ve ebeveynlerinde de evham hali olabilmektedir. Daha evvel hiç mesullük verilmeyen, fazla gözetmeci davranılan ve özerkliğini geliştirmesine izin edilmeyen çocuklarda daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Ablası, Abisi Olanların İşi Daha Kolay
Tek çocukların mı yoksa kardeşi olanların mı mektebe başlamakta daha çok zorlandıkları merak edilen suallerden bkocaman. Dr. Arzu Önal, bu sualin kesin bir cevabı olmamakla birlikte konutta kendinden ufak bir kardeşinin annesi ile baş başa zaman geçireceğini düşünen çocuklarda mektebe geçim sağlamanın biraz daha güç olabildiğini belirtiyor. Dr. Önal, kendisinden büyük abla ya da abisi olan çocukların, abla ve abisinin mektebe gittiğini görerek hafiflediğini, bu vaziyetin de çocukta mektebe karşı özendirici bir istek yaratarak, motivasyonunu yükselttiğini vurguluyor.
Mesafeli Ve Tereddüt Hoca Çocuğun Evhamını Artırabiliyor
Çocuklarda mektebe başlarken en çok anne-babadan ufalama, onları bir daha görememe endişesi çocuklarda ön tasarıda oluyor. Çocuklar kendilerini güvende sezdikleri noktada endişeleri azılıyor, mektebe geçimleri de kolaylaşıyor. Dr. Arzu Önal ’a göre, burada anne ve babaların dışında hocalara da ehemmiyetli görevler düşüyor. Çocuk mektebe girdiği andan itibaren kaygı içinde ve ne olacağını bilaveler haldeyken, hocayı ile ilk teması çok ehemmiyet taşıyor. Sevecen ve alakalı hoca güven duygusu vererek çocuğun uyarlamasını kolaylaştırırken, mesafeli ve tereddüt bir hoca güvensizlik yaratarak çocuğun kaygısını artırabiliyor. Bu sebeple Dr. Arzu Önal, çocuğun mektebe ilk başladığı gün veya günler için konuttan hoşlandığı bir veya iki oyuncağını getirmesine hocasının izin vermesinin verimli olacağına, bazı kaidelerin esnetilmesinin çocuğun mektebe geçiminde ehemmiyetli bir destek unsur yaratacağını dikkat topluyor. Dr. Önal, “Hoca hakimiyeti anne-babadan alarak her şeyin yolunda ve ne yaptığının farkında olduğunu hem aileye hem de çocuğa hissettirebilmelidir. Hocaya güvenen anne-baba bunu çocuğuna da yansıtacak ve çocuk da kendisinin güvende olacağına inanacaktır” diyor.
Çocuğunuza, Bu 4 Tümceyi Söylemeyin!
Çocuklarla doğru irtibat kurmanın önemine değinen Dr. Arzu Önal, doğru tümceler ve yanlış tümceler hakkında da anne babalara bazı ihtarlarda bulunuyor:
1- “Korkma” demeyin!
Şayet annesi çocuğuna korkma diyorsa çocuk açısından bakıldığında korkulacak bir şey olduğu anlamını taşımaktadır. “Korkma iğne hiç acıtmayacak” denildiğinde acıdığı gibi.
2- “Merak etme ben yan odadayım seni asla bırakmam”:
Çocuğun zekasındaki açılımı: “Merak etmelisin, zira ben de çok merak ediyorum, şayet izin verirse bu zalim insanlar, yan odada seni bekliyor olacağım ama ben de emin değilim”.
3- “Seni asla mektepte unutmam / bırakmam ben unutursam baban, teyzen, deden alır seni” :
Çocuğun zekasındaki açılımı: “Seni mektepte unutma olasılığım var, olur da o kadar unutkan olursam allahın izniyle seni alan bkocaman çıkar”.
4- “Mektebe gitmek ister misin?”: Çocuğun zekasındaki açılımı: Mektebe gitmeme ve konutta bildiğin şeyleri TV, oyuncak, reyin oynama gibi devam ettirme hakkın var. Ben senin yerinde olsam bildiğim şeyleri seçim ederdim.
Bu 4 Tümceyi Söyleyin!
1- “Bir sürü dostun olacak ne kadar coşku verici değil mi?”
2- “Acaba kaç tane yeni reyin bileceksin, bana da öğretirsen konutta birlikte de oynarız.”
3- “Mektebe giderken hocasına en hoşlandığın fotoğrafını ya da oyuncağını gösterebilirsin, eminim o da beğenecek.”
4- “Sen mektepteyken usum hep sende olacak ama orda eğlendiğini bilmek beni de mutlu edecek.”
Mektebe karşı motivasyonu artıracağını düşündüğünüz bu stil tümceleri reyin sırasında ya da söz arasında söyleyebilirsiniz. Özellikle karşılıklı oturup ciddi bir biçimde konuşmanıza gerek yok.