
Bebeğinizin en ehemmiyetli iki refleksidir. Bebeğin yanağının okşanması, arama refleksini ortaya çıkarır. Bebek, kendini okşayan nesneye yönelir ve memeyi aramaya başlar.
Bunu emme refleksi izler ve bebeğin ağzı okşanarak başlatılabilir. Bebeğin ağzının içi bu reflekse en duyarlı olan bölgedir.
Emme ve arama refleksleri genellikle bebek 4 aylık olunca sona erer. Ancak 7 ay süresince uyku sırasında bebek bu refleksleri göstermeye devam edebilir.

Bebeğiniz yüksek bir ses duyunca, pozisyonu ani bir hareketle değiştirilince ya da sert bir harekete maruz kalınca ortaya çıkar. Ürker, kendini arkaya doğru gerer ve başını geriye atar.
Mora refleksi, genellikle bebekler 3 aylık olduğunda kendiliğinden kaybolur.

Bebek sırtüstü uyurken ve başı yana çevrildiğinde bu refleks görülür. Bedenini gerer, suratına dönük kolunu uzatır ve öteki kolunu kasar, bacaklarını ise yukarıya doğru çeker.
Her ne kadar yeni doğanlarda bulunmaktaysa da bu refleks 2 aylık bebeklerde daha besbellidir.
Genellikle 6. ayda kaybolur.

Bebeğiniz okşamalara karşı çok muhtelif tepkiler verir. Avucunun içini veya ayağının tabanını okşarsanız parmağınıza yapışacaktır.
Ayağının ya da elinin üstünü okşarsanız kol ve bacaklarına sürükler, bedenini yuvarlatır ve yeniden parmağınıza yapışır. Bu tepkiler 6 ila 10 aylık olduğunda son bulur.

Yeni doğan bebek, güçlü bir gag refleksi sayesinde; soluk borusunu sarih tutmaya dayanakçı olmak emeliyle balgam tükürme becerisine sahiptir.
Yani bebek, soluk borusunun sarih kalmasını sağlamak emeliyle balgam tükürebilir.

Bebek yeni bir şey dinlerse veya görürse cingözlüğü çoğalır. Başını uyaranın merkezine doğru çevirir ve kalp atışları süratlenir.
Bebek, tanıdığı bir uyarana geçim sağlarsa kalp atışı yavaşlar; ancak uyaran aşina olmadığı bir nesne ise kalp atışı süratlenir.

Yeni doğan bebeğiniz sızıyı en az sizin kadar hoşlanmaz ve ondan sakınmak için gereken her şeyi yapmaya hazırdır.
Bebeğin canını acıtırsanız uzağa kaçıracak, bu yetmezse öteki ayağıyla sizi uzaklaştırmaya çalışacaktır.
