Genellikle uzun seneler hiçbir bulgu vermez. Hatta hekime ve sağlık kurumuna pek gitmemiş bireylerde tanının 30-40 yaşına kadar konulamadığı vaziyetler vardır. Bu tip hastalarda, ancak kazara başka bir sebeple hekime gidildiğinde, dikkatli bir tetkik sırasında kalpte üfürümün ve bazı ek seslerin dinlenmesi ile işkillenilir. Kesin tanı çocuk kardiyoloji uzmanınca yapılan tetkik ve ekokardiyografi ile konur.
Soldan sağa şantın %30 dan az olduğu ufak ASD li olgularda genellikle yakınma olmaz.
Soldan sağa şantın daha fazla olduğu büyük defektli olgularda, yakınmalar daha süt çocukluğu yarıyılında da başlayabilir.
Hastalar çoğunlukla mektep çağında yapılan rutin tetkikler sırasına tespit etilir. Bir yaşını doldurmadan evvel yalnızca hadiselerin yalnızca %10 unda tanı konabilmektedir. Bayanlarda erkelerden 2 misli fazladır.
Efor dispnesi başta gelen yakınmadır.
Seyrek ortopne, atriyal fibrilasyon ve kalp yetmezliği büyüyebilir. Paradoksal emboliler ve beyin abseleri özellikle sağ atriyal tazyik çoğalışlı olgular ve şantın sağdan sola döndüğü olgularda ortaya çıkabilir.
EKG
%80 inkomplet sağ dal bloğu, %10 sağ dal bloğu
ASD-2 de sağ dingil deviasyonu, ASD-1 de sol dingil deviyasyonu
Seyrek P-pulmonale ve sağ hipertrofi belirtileri
Röntgen
Ufak bir aort topuzuyla beraber büyük bir pulmoner atardamar mevzusu
Pulmoner pletora
Sağ ventrikül dilatasyonuna bağlı kalp siluetinde genişleme, sağ atriyal genişleme posteroanterior grafilerde kalp tepesi yukarıya kalkık, yan grafilerde retrosternal alana doğru genişleme görülür. Yan Baryum lu ösofagus grafisiyle sol atriyal genişleme ekarte edilebilir.
AKUSTİK
Tam şüphelenilen olgulara AKUSTİK tahlili yapılmalıdır. Transösofagial ekokardiyografi özellikle bereketlidir.
Ekokardiyografi esnasında; ASD nin yeri, çapı, şant akımının doğrultuyu ve ehemmiyetinin yanı gizeme ASD ile beraber sık görülebilen konjenital anomaliler de incelenmeli ve tesbit edilmeye çalışılmalıdır. Bunların başlıcaları: Mitral valve prolapsusu, pulmoner stenoz, pulmoner venöz dönüş anomalileri özellikle sağ üst pulmoner venin sağ atriyuma açılması gibi, Lutembacher belirtiyi, daha kompleks konjenital kalp hastalıkları, misalin; büyük atardamarların transpozisyonu, total anormal pulmoner venöz dönüş, trikuspit atrezisi, sağlam interventriküler septumla beraberki pulmoner atrezi gibi…dir.
Sinus venousus tipi ASD de sıklıkla pulmoner sağ üst lobun anormal venoz drenajı görülür.
M-mode AKUSTİK da sağ ventrikül volüm yüklenmesi, sağ atriyal ve ventriküler genişleme ile flat veya paradoks hareketli interventriküler septum saptanır. 2 ebatlı ve doppler AKUSTİK çalışmaları ile defektin yeri ve özellikleri saptanır. Sinus venosus tipi ASD de transtorasik AKUSTİK ile olguların %25 inde tanı konabilirken öteki tiplerde %80 oranında tanı konabilmektedir. Transösofagiyal AKUSTİK ile ise tüm tiplerde tanısal sensitivite %100 dür. Ayrıca ASD işlemlerinde de harekât yeterliliğinin değerlendirilmesi için intraoperatif transösofagiyal AKUSTİK yapılmalıdır.
Qp/Qs = Pulmoner atardamar akım sürati x Pulmoner atardamar alanı x sağ ventrikül ejeksiyon süresi x kalp sürati / Aortik akım sürati x aort kökü alanı x sol ventrikül ejeksiyon süresi x kalp sürati yöntemiyle hesaplanır.
Nukleer Tıp
First-pass radyonuklid anjiyografi ile şantın varlığı ve ehemmiyeti ortaya konabilir.
MR
Manyetik titreşim görüntüleme ile de ASD nin yeri ve tanısı yapılabilmektedir.
Karıştığı Vaziyetler
Pulmoner stenoz
Öteki konjenital anomaliler ve kapak hastalıkları Misalin mitral kapak hastalığı
Pulmoner hipertansiyon ve/veya cor pulmonale
Konjestif kardiyomiyopati
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Operasyon, sünnet, diş çekimi ve dolgusu gibi bazı teşebbüsler evvelinde endokardite kalbin iç katmanının irini karşı gözetici rehabilitasyona gereksinim gösterirler. Hastaların beklenmedik karmaşıklıklardan korunabilmeleri için takribî 1 senelik aralıklarla hekim kontrolunde olmaları gerekir. Bu operasyon olmuş hastalar için de 3-4 sene müddetle geçerlidir.
Tedavi
Defektin büyüklüğü ve akciğer arterinin tazyiki cerrahi rehabilitasyonun zamanını tanımlar. Kendiliğinden kapanmayan, akciğer arterinde tazyik yükselmesi riski olan sarihlikler genellikle 4-6 yaşlarında, başka bir deyişle çocuk mektebe başlamadan cerrahi olarak kapatılır. Operasyon sırasında ve sonrasında genellikle problem oluşmaz. Göğüsün orta kısmında operasyona ait bir iz kalır. Bazı hastalarda sarihliği kateterle kapatma da uygulanmaktadır. Bu her hastaya uygulanamamakta, ancak bazı ölçümler uygun ise yapılabilmektedir.
İlaç rehabilitasyonu mevcut karmaşıklıklara göre yapılır. Atriyal fibrilasyonlu olgularda kardiyoversiyon için postoperatif. yarıyıl beklenmelidir.
ASD li olgularda şikayet ve belirtilerin olmadığı devrede efor kısıtlaması afakidir.
Prognoz
Zamanında operasyon edilen olgularda, temenni; sıradan bir yaşam süresi ve niteliğidir. Takribî olarak işlem mortalitesi; karmaşıklıksız ASD-2 de %1, ASD-1 de ise %5 tir. Yeniden genç ve çocuklarda genel işlem mortalitesi %1 etrafındayken, 40 yaş üzerindeki hastalarda %5 ortamındadır. Pulmoner atardamar sistolik tazyiki 60 mmHg ve yukarıyası çıkmış olan olgularda işlem mortalitesi %5 e çıkar. Hadiselerin çoğunda pulmoner hipertansiyon ve buna bağlı belirti ve bulgular yirmili yaşlarda büyümeye başlar. Özellikle hamilelikte süratle ilerlerler. Vefatlar en çok Eisenmenger belirtisini takiben konjestif kalp yetmezliği büyümesi neticesinde alana kazanç. Öteki başta gelen vefat sebepleri; tromboemboliler, pulmoner vaskuler tromboz, beyin abseleri, enfeksiyonlar, vd. dir.