İnsanlar senelerdir yeme bozuklukları mevzusunda kasvet sürüklemektedirler. Ne var ki son senelerde bu bozukluklar daha iyi anlaşılmakta ve rehabilitasyon edilmektedir.
Yeme bozukluğuna neler neden olur?
Yeme bozukluğundaki çoğalış, muhtelif etkenlere bağlanmıştır. Bazıları duygu ve hislerle, kimileri eforlu ince olma hevesiyle, kimileri sonu gelmez perhiz kalıplarıyla ve kimileri fertler, özellikle de ergenler üzerinde asılcı olmayan temennilerle ilişkilidir. Bir etmen, tek başına mevzubahisi bozuklukların sebebi olarak şovlamez ancak her bir faktörün emin bir biçimde tesir vardır. Reelinde nedenler, farklı insanlar için farklı gibi görünmektedir.
Yeme bozukluğu yaşayanların çoğunluğu % 90 oranında bayan olsa da erkekler arasında da yeme bozukluğu hadiseleri çoğalmaya başlamıştır. Ayrıca takribî %85 ile azami görülme sıklığı 13-19 yaş arası gençlerde olmakla beraber daha ufaklarda da tesadüfülmektedir. Dış görünüşü mevzusunda yalanlanmış, kıymetsiz ve mutsuz sezmeye karşı tepkiler,avuntu için fazla yeme ya da gıda alımında fazla hakimiyet gibi hakimiyet dışı tutumlarla sonuçlanabilir.
Tutumlar, duygular, hisler
Her insanın kendine has yeme ve tutum kalıpları vardır. Birçoğu his ve duygulardan yoğun bir biçimde etkilenir. Eforlu duygular, sıklıkla bazı insanların fazla yemesine neden olurken ötekileri hiç yememeye yönelebilir. Ama bu, tüm bu fertlerin de yeme bozukluğu yaşayacağı anlamına gelmez.
Yaşıt, rekabet baskısı
Artan yeme bozukluklarının mesullüğünün çoğu, cemiyetin ince olmaya müteveccih eforlu hevesinden kaynaklanır. Büyük vücuda sahip fertler sık sık kalın kafalı, sıkıcı ve istenilmeyen bireyler olarak gösterilirken modeller, oyuncular ve rock yıldızlan cemiyetin sürükleyicilik ve zafer izlenimini şekillendirir. Birçok insan, bir bireyin kıymetini beden miktarı ve şekline göre değerlendirmeye başlar. Bu eforlu tesir, banal kiloda olabilecek bir hayli bireyin sıhhat hudutlarını aşacak perhizler uygulamasına neden olmaktadır. Bir perhiz işe yaramadığında bir başkası sınanır ve bu süreç, kumpassız yeme şekli ile sonuçlanana dek tekerrür tekerrür devam eder.
Beden imajı, bir bireyin kendi beden miktarına, biçimine ve ağırlığına manevi bakışı olarak belirlenir. Olumsuz beden imajı olan kimseler, bedenlerini fazla büyük, fazla kilolu, sürükleyicilikten uzak ya da şahsi bir galibiyetsizliğin yansıması olarak idrak ederler. Pozitif beden imajı olan kimseler ise bedenlerini olduğu gibi görür, miktarını, biçimini, ağırlığını muhteşem bulmasalar da içinde rahat sezdikleri bir beden olarak kabul ederler.
Standartları acemilerin standartlarının kat kat üzerinde olan yarışçı atletler de yeme bozukluklarına oldukça eğilimlidirler. Özellikle dansçı ve jimnastikçi gibi gruplar arasında muhakkak bir spor ve yarışma için ağırlık maksatlarına erişmeye müteveccih devamlı istek, kimi zaman kendi kendini aç vazgeçmeye ve bazen de fazla dozda yemeye ve yediklerini boşaltmaya yol açabiliyor.
Yaygın teoriler
Bazı teoriler, bireyin kalıtsal özellikleri ile yeme bozukluğu meselesine sahip olma tehlikeyi arasında bir irtibat olduğunu belirtiyor. Beyindeki bazı kimyeviler, fazla yeme şekillerini tetikleyebiliyor. Bununla beraber başka teoriler, aileler ve çocuklara yüklenen yüksek temennilerle ilgileniyor. Ebeveynler, yüksek galibiyetin ve dış görünüşün ehemmiyetini aşırıca vurguladıklarında çocuklar, çoğunlukla hayatlarını hakimiyet edebilecekleri seçenek yollar buluyorlar. Yeme bozukluklarının bu baskılardan kaynaklandığı öğrenilmektedir.
Birçok insan yaşamları süresince banal olmayan yeme şekilleri arasında gidip kazançken on bireyden yalnızca biri hakikat anlamda yeme bozukluğu gösterir.
İnsanların, yeme bozukluklarının yalnızca bir beslenme meseleyi olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir mesele olduğunu fark etmeleri gerekir. Evet, özellikle 13-19 yaş arası gençler ve erişkinler ince olmak ister ve neredeyse onların önünde hiçbir şey olabileceklerinin en incesi olma bahtına çabalama niyetlerinin önünde duramaz. Yalnızca zayıflatan bir perhiz uygulamak, şehirle de bir yeme bozukluğuna yol kalemtıraş kadar yeterli değildir. Beslenme bozuklukları bundan çok daha karışıktır.
Kimi etkiliyor?
Yeme bozuklukları yalnızca fertleri etkilemiyor. Ayrıca tam aile üzerinde büyük kasvet yaratıyor. Bir şahıs yeme bozukluğu sürüklüyorsa tam dünyası işin içine karışıyor. İş hayatı, aile hayatı, ilişkileri, sıhhati, duygusal vaziyeti hatta aşırısı yoğun biçimde etkileniyor.
Yeme bozukluğu çoğunlukla ailede bir vefat, boşanma ya da üniversiteye başlama gibi hayatta köklü bir farklılık ya da travmadan kaynaklanmaktadır ancak bu tek neden değildir. Harikuladelik için uğraşmak ya da bir ferde becerilerini aşması için baskı yapmak da meselelere neden olabilir. Bu olduğunda şahıs kendi iç dünyası ve duygularını hakimiyet edemediği görüşüye kapılır. 0 zaman yiyecek, daha fazla ya da daha az yeme anlamında bir gevşeme ya da hakimiyet mekanizması olarak işlev görür. Yeme bozuklukları, psikiyatrik bozukluklar olarak sınıflandırılır. Ancak, sözkonusu bozukluklar geniş gıdasal ve tıbbi unsurları da kapsamaktadır.
Yeme bozuklukları, yalnızca ince ve şekilli olmakla alakalı değildir. Aynı zamanda kendine güven, bunalım, efor ve hakimiyetle alakalı mevzuları da içerir.
Kimler tehlike altında?
Yeme bozukluğu mevzusunda herkes tehlike altındadır. Böylesi meseleler yalnızca bayanları, 13-19 yaş arası gençleri ve perhiz yapanları etkilemiyor. Evet, reelinde yeme bozuklukları takribî %90-%95 oranında bayanlarda görülmekle beraber, gençler ve perhiz yapan gruplarda daha sıklıkla kollanır ancak başka gruptaki fertler de etkilenebilir.
13-19 yaş arası gençler, televizyondan ve şöhretli modellerden oldukça etkilenmektedirler. Olabilecekleri kadar ince olmak isterler, kendi içlerinde harikuladelik için çabalarlar. Mektepten, ebeveynlerinden ve yaşıtlarından bir sürü dış baskıya da maruz kalırlar. 13-19 yaş arası çoğu genç atletler, özellikle de dansçılar ve jimnas-tikçiler, düşük beden kilolarını gözetmenin yollarını aradıklarından tehlike altında bulunmaktadırlar.
13-19 yaş arası gençler çok gözetmesiz ve alıngan olduklarından, yeme bozuklukları ile alakalı meselelere yatkındırlar.
Yeme bozukluklarında genç erkekler de unutulmamalıdır. Bu gruptakiler mükemmeliyetçiliği korudukları ve güreş gibi kiloyu düşük yakalamanın ehemmiyetli olduğu rekabetçi sporlara katılabildikleri için eş biçimde tehlike altındadırlar. Buna ilave olarak bu genç erkekler, duygularını hakimiyet edecek bir çıkış yolu arayışı içinde olabilirler. Erişkin ya da genç erkekler, cemiyet içinde ender olarak ağlayacak ya da yeislerini, kabahatliliklerini ya da acılarını paylaşacak biçimde, duygu ve hislerini gizli yakalama istikametinde yetiştirilirler. Sıklıkla duyguları bu biçimde saklama, lüzumlu yemeyi hakimiyet altına alma ya da hiç yememeyle sonuçlanabilir.
Tehlike altında olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Tehlike altında olup olmadığınıza karar vermek oldukça karışık bir süreçtir. Ağırlık, beden miktarı, kalori hesabı, egzersiz ve yeme saplantılarının hepsi tehlike ile ilişkili olabilir. Kendinize alttaki sualleri mesele. Ne kadar fazla suale “evet” cevabı veriyorsanız o kadar fazla yeme bozukluğuna tutulma tehlikeyi taşıyorsunuz demektir.
* Beden biçimimi ve ölçümü başka insanlarla karşılaştırıyor ve ilişkide olduğum herkesten daha ince olmaya çabalıyor muyum?
* İnsanlar aksini söylese de kendimi “kilolu” seziyor muyum?
* Sıklıkla kısıtlayıcı perhizlere başlıyor muyum?
* Devamlı usum yemekte mi?
* Kumpassız adet döngüsüne sahip miyim ya da hiç adet görmüyor muyum?
* Günlük olarak ve uzun zaman egzersiz yapmakta ısrar ediyor muyum?
* Tabağımdaki yemekle iştahsızca oynuyor, ufak ısırıklar alıyor ya da hiç yemiyor muyum?
* Yemekle karşılaşmayı önlemek için kimi yerlere gitmekten sakınıyor muyum?
* Yiyecek gizleyip yalnız olduğumda fazla ölçüde yiyor muyum?
* Her gün birden fazla kere tartılıyor muyum?
* Tartıdaki sayı o günkü tavırlarımı etkiliyor mu?
* İnsanlara, yemediğim halde bir öğün yediğimi söylüyor muyum?
* Fazla yediğimde kabahatlilik dinliyor muyum?
* Müshil ilacı alıyor muyum?
* Yediğim şeyler mevzusunda kendimi kabahatli sezmemek için yemekten sonra yediklerimi boşaltıyor muyum?
Bu suallere evet cevabı vermek bir yeme bozukluğu problemi için risk sinyallerine dikkat etmeyi gerektirir. Takviyeye ihtiyacınız olabileceğini seziyorsanız halihazırda bir hayli kaynak vardır. Size yakın olan birisinde bu tutumlardan çoğunu fark faktörüz vaziyetinde de takviye ve rehabilitasyon alternatifleri arayışına girmek isteyebilirsiniz. Takviye için bilgi hekiminizde, diyetisyende ya da Ek B’de listelenen kaynaklarda mevcuttur.
Bugünkü varsayımlar 5 milyondan fazla Amerikalının anoreksiya nevrosa, bulimia nevrosa ve fazla dozda yeme bozukluğu yaşadığını göstermektedir.
Yeme Bozukluklarının İlk İşaretleri
Bir yeme bozukluğunun işaretleri görünebilir ya da saklanabilir. Bozukluğun cinsine ve şiddetine bağlı olarak işaretler, mesele tespit etmede yeterince sarih olabilir ya da olmayabilir. Bazı fertler ehemmiyetli ölçüde kilo kaybedebilir, kimileri banal kilolarında kalabilir ve kimileri ise kilo alabilir.
Yeniden de bir mesele olduğunu gösteren bazı erken işaretler vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
* Yeme tavırlarında farklılıklar
* Beden kilosunda ani farklılıklar
* Kısıtlayıcı perhizlere sıkça kalkışma
* İştah kaybı ya da açlığın reddi
* Sık tartılma
* İnce bedeni saklamak için fazla bol giysiler giymek
* Fazla egzersiz yapmak
* Özellikle yemek yedikten sonra banyoyu sıkça ziyaret etmek
* Müshil ve idrar söktürücü kullanmak
* Kabızlık
* Kuru cilt, kızarıklıklar, kuru saç, cılız saç
* Depresif tutumlar, dostlardan uzak durma
Her birinin ortaya çıkışı ve kombinasyonları farklı olsa da yeme bozukluklarını üç muhakkak tipte sınıflandırmak muhtemeldir. Bunlar anoreksia nevrosa, bulimia nevrosa ve fazla dozda yeme bozukluklarıdır.
Yeme bozuklukları ile alakalı bazı ortak tutumlar nelerdir?
Yeme bozuklukları yaşayan bireylerde yaygın olan bazı tutumlar tehlikesiz olmayan ve çok kısıtlayıcı perhiz uygulamaları, tehlikesiz olmayan ya da ispatlanmamış perhiz ilaçları ya da mahsullerinin kullanımı ve asılcı olmayan beden miktarı ve şekli arayışlarını içerir.
Anoreksia nevrosa: Yememe hastalığı
Anoreksia nevrosa anoreksi, çoğunlukla kendi kendini vefat derecesinde aç vazgeçerek yememe hastalığı olarak belirlenir. Bu cins bir yeme bozukluğunda, normülk miktarlarda ya da oldukça düşük kilolu oldukları halde kendilerini “kilolu” paydan fertler, kilo alma korkusuna abluka etilmiştir. Dış görünüşlerinin bozuk olduğunu düşünürler. Saplantılı yeme tavırları ve yoğun egzersiz aktiflikleri bu fertleri harcayabilir.
İşaretler ve bulgular
Anoreksililerin sosyal ve duygusal anlamda psikolojik meseleleri olduğu belirtilmektedir. Netice olarak, sık sık aile ve dostlarından uzak dururlar. Meseleleri üzerinde efor ve hakimiyet kazanmak için rahatsızlıklarını kullanırlar.
Başlangıçta anoreksililer, perhizlerini birkaç kilo verecek biçimde sınırlayabi ler. Kilolar eksildikçe hakimiyeti daha fazla ele almış olurlar ve galibiyetlerinden duydukları şerefi sezmeye başlarlar. Kiloları ile alakalı methiyeler daha fazla zafer peşine düşmeleri için onlara esin verir. Bu gidişat iş çığrından çıkana kadar devam eder ve şeref hisleri bir saplantıya dönüşür. Anoreksi hastaları, seyrek bozukluğun tesirlerini fark ederler ancak yalanlama yaygındır.
Her fert kendilerine has muhakkak işaret ve bulgularıyla farklı olsa da anorek-sililerin öğün sıçradıklarını, yemekleriyle oynadıklarını, çok az yemek yediklerini, yiyecek gizlediklerini, bir öğünü yemedikleri halde yediklerini belirtmelerini görmek muhtemeldir. Ötekileri, perhiz süreci süresince takviyeci olması için müshil ve idrar söktürücüleri seçerler. Yavaş tempoda koşma, yüzme ya da aerobik kondisyon gibi aktiflikleri dahi mübalağa etebilirler.
Bozukluk sürdükçe fiziksel farklılıklar daha görünür hale gelmeye başlar. Düşük beden kilosu aşikardır ve bu tip hastalar cılız vücutlarını saklamak için çoğunlukla bol kıyafetler giyerler. Düşük ölçüde beden yağı, amenore denilen hiç adet görmeme gidişatına ya da adet yarıyıllarının sona ermesine yol açabilir. Stres, hareketsiz kalamama ve hassaslık yaygındır. Anoreksililer çoğunlukla, bedeni izole etmeye takviyeci olan ten altındaki yağ katmanının zayıflaması sebebiyle beden yağının kaybından kaynaklanan üşümeden şikayet ederler. Kuru ten, kızarıklıklar, kuru saç ve saç kaybı da bulgular arasındadır.
Yeme bozuklukları, fiziksel ve ruhsal sıhhat meselelerine yol açan banal olmayan yeme tavırları olarak belirlenir. Karışık sebepleri ile devirici hastalıklardır.
Anoreksili bir 13-19 yaş arası genç olayında, sihrime ve büyüme süreçleri etkilenebilir. Kan tazyiki kıymetleri düşer, adale kümeleri bozulur ve kemik yoğunluğu eksilir. Beden uzuvları da etkilenebilir. Uygun rehabilitasyon uygulanmadıkça, süregelen anoreksi bedende ve akılda zarar yaratabilir ve intihar ya da açlıktan can verme biçiminde vefata dahi yol açabilir.
Anoreksinin yaygın bulguları
Anoreksinin yaygın olarak görülen bulguları şunlardır:
* %85′e kadar varan ya da kabul edilebilir beden ağırlığının altında kalan bir beden ve süratli kilo kaybı Kilo kaybını saklamak için bol kıyafetler giymek
* Bir seferde çok az ölçüde yemek yemek
* Yemek yemeyi sıkça yalanlamak
* Yiyecek, yemek yeme ve egzersizi kapsayan muhakkak ritüeller
* Mükemmeliyetçilik
* Bir öğünü yemiş olduğuna dair palavra söylemek
* Açlık işaretlerinin ender olarak fark edilmesi ya da onaylanması
* Kilolu olmaya ya da kilo almaya dair yoğun fobi
* Bozulmuş beden imajı
* Zekanın yemekle meşgul olması
* Değişik insanlar için sıkça yemek hazırlamak ve sunmak ancak kendi için bunu seyrek yapmak
* Banal olmayan yeme şeklini kabullenmeyi yalanlamak
* Takıntılı egzersiz yapmak
* Sık kabızlık
* Mümkün amenore; hiç adet görmeme ya da kumpassız adet görme
* Bunalım, insanlardan uzak durma
* Düşük sıcaklıklara hassasiyet
* Kuru cilt, kızarıklıklar
* Kuru saç, saç dökülmesi
Bulimia: Fazla dozda yeme-boşaltma bozukluğu
Bulimia nevrosa bulimia iki yaygın tavırla kendini apaçıklaştırır. Fazla dozda yeme ya da hakimiyet dışı yeme rejimini takiben yediklerini boşaltma ya da kilo almaktan sakınmak için besinleri bağırsaktan çıkarmak. Boşaltma, kendi kendini kusturma ile ya da yenileni bedenden dışarı atmak için aşırıca müshil, idrar söktürücüler ya da lavman kullanma yoluyla muvaffak olunabilir. Bazı bulimikler, fazla kalori alımını yakmak için yoğun egzersiz şekilleri uygular. Anoreksililerde tariflanan tutumlarla bulimik tavırların bir sentezini görmek muhtemeldir.
İşaretler ve bulgular
Bir şahıs bir kere fazla dozda yeme ve boşaltma tavrı içine girmişse çoğu zaman bunu durdurmak güçtür. Bu gidişat bir alışkanlık olabilir ve zaman geçtikçe üstesinden gelmek daha güç hale kazanç. Anoreksililer gibi bulimikler de hayatlarının merkezine gıdayı koyarlar. Ancak bulimiklerde gıdalar yalnız birkaç saatte binlerce kaloriye varacak ölçülerde harcanır. Genellikle boş kalorili olarak sınıflandırılan bu gıdalar, fazla yağ ve kalori kapsarlar. Bir bulimiğin bir oturuşta, tek başına tam bir keki, bir kutu kurabiyeyi ve 1 düzine donatı harcaması bayağıdır. Yemeyi abluka eten tutum kalıpları, tamamen hakimiyet dışı hale kazanç. Birçok hasta, tavırlarının banal olmadığını fark ettiğini diğerlerine gizler. Tek başlarına yemek yerler ve yediklerini boşaltmak için kendilerini banyoya atarlar. Beden ağırlıkları değişmez kaldığı için aile aboneleri ve dostlar bunu basitçe bir ihtar işareti olarak görmezler.
Ciddi sıhhat meseleleri, uzun yarıyıllı bulimik tutumlardan kaynaklanabilir. Tekrarlanan kusma vaziyeti, boğaza ve yemek borusuna hasar verebilir ve diş minesini perişan edebilir. Su ve elektrolit balansı da bozulabilir. Zamanla kalp ve karaciğer gibi bedendeki değişik uzuvlar da etkilenebilir. Rehabilitasyon edilmezse uzun yarıyıllı bulimia vefata dahi yol açabilir.
Bulimianın yaygın bulguları
Bulimia’nm yaygın olarak görülen bulguları şunlardır:
* Banal ya da orta kiloda görünüm
* Genellikle yalnızken bir oturuşta büyük ölçülerde yemek yeme
* Yedikten sonra, genellikle banyoya olmak üzere, ortadan kaybolma
* Usun; yemek, kilo ve görünüş ile meşgul Olması
* Yerken hakimiyet dışı sezmek
* Mümkün adet görmeme; amenore ya da kumpassız adet yarıyılları
* Kusmayı sağlamak için boğazdan içeriye sokulan elden kaynaklanan lezyonlar
* Sık müshil, idrar söktürücüler, lavmanlar, kusturucu şurup kullanımı
* Mide ve hazım meseleleri, gaz, kabızlık ve ishal şikayetleri
* Yeme şekillerinin banal olmadığını anlama
* Bunalım, insanlardan uzak durma
* Sık ruh hali farklılığı
* Düşük özgüven
* Sık baş sızısı
* Yıpranan diş minesinden kaynaklanan diş meseleleri
Fazla dozda yeme bozuklukları: Lüzumlu fazla yemek yeme
Bir değişik yaygın yeme bozukluğu, fazla dozda yeme bozukluğu olarak adlandırılır. Bu tip bozukluk tamamıyla içten gelen bir zorlamayla ancak kilo almaktan sakınmaya müteveccih tutumlar olmadan, çok büyük ölçüde yemek tüketimini kapsar. Burada fertler, daha fazla yiyemeyecek hale gelene ve rahatsız olacak biçimde tamamen doyana kadar yerler. Onların yeme tavırları hakimiyet dışı bir hal alır.
İşaretler ve bulgular
Fazla yiyenler yemek tüketimlerinden dolayı kendilerini kabahatli sezerler. Yalanlanmış, depresifve mahcup sezerler ve basitçe kendilerini hayal kırıklığına uğramış sezerler. Çoğu kere bu fertler, kilo kaybettiren perhizleri izlemeye çalışırlar ancak bütün olarak galibiyete çok azı erişir. Başarısızlıklar asıllaştıkça içten gelen zorlayıcı yeme dürtüsü yine başlar ve bu gidişat devam eder.
Fazla dozda yeme bozukluğunun yaygın bulguları
Fazla dozda yeme bozukluğunun yaygın bulguları altta verilmiştir:
* Özellikle yalnızken sıkça yemek yeme
* Muhtemelen fazla şişmanlayacak oranda kilo alma
* Rahatsız sezecek derecede doyana dek yeme
* Sıklıkla aç değilken yeme
* Yerken hakimiyet dışı sezme
* Kafanın gıdalar, perhizler, yeme ve beden kilosuyla meşgul olması
* Yeme şeklinin banal olmadığını anlama
* Sıklıkla fazla zaferli olmadan kısıtlayıcı perhizleri uygulama
* Fazla yedikten sonra kabahatli sezme
* Mide ve hazım meseleleri
* Süregelen bunalım, hayal kırıklığına uğrama, yalanlanmışlık ve kabahatlilik hissi
* Düşük özgüven
Uygun rehabilitasyon aramak
Yeme bozukluklarından kasvet sürükleyen bireylerin profesyonel takviyeye gereksinimleri vardır. Uygun rehabilitasyon yapılmadığında, uzun yarıyıllı olumsuz neticeler ve hatta vefat alana gelebilir. Rehabilitasyon, yeme bozukluğunun şiddetine ve tipine bağlı olarak fertten ferde değişiklik gösterir. Buna rağmen ehemmiyetli olan, öğrenilen bir rehabilitasyon kaynağı aramak ve alanlarında uzmanlaşmış bir hekim, diyetisyen ve psikologu kapsayan bir ekip yaklaşımını tercih etmektir.
Hekim, sıhhat ile alakalı meseleler mevzusunda takviyeci olacaktır. Gerektiğinde fiziksel zararı değerlendirmeye ve reçete yazmaya ilave olarak ağırlığı, kan tazyikini ve değişik hayatsal işaretleri takibe alacaktır. Diyetisyen, sıhhatli beslenme alışkanlıkları ile şekilleri yaratma ve geliştirmede takviye sunabilir. Hastalar bedenleri, kilo meseleleri ve yiyecek ile alakalı evhamlarını keşfedecek, sıhhatli kilonun ve sıhhatli yeme alışkanlıklarının neler olabileceğini bilecektir. Psikologlar sualnun kaynağı olabilecek duygusal mevzularla uğraşacaktır. Ayrıca uygun bir egzersiz programı geliştirmeye takviyeci olacak bir fizyolog ve büyük ihtimalle ortaya çıkaöğrenecek olan diş meseleleri mevzusunda takviye olacak bir diş doktoru dahi bu ekibe dahil edilebilir.
Yeme bozukluğu sebebiyle rehabilitasyon gören fertlerin yarısından çoğu iyileşebilir ve sıhhatli bir yaşam yaşar ve bunu sürdürürler. Ancak rehabilitasyon gören fertlerin çoğu, iyileşmenin hayat boyu süren bir süreç olduğunu keşfederler. Rehabilitasyon ne kadar erken başlarsa o kadar zaferli olabilir.Mümkün olan en iyi bakım takviyeyi de çok ehemmiyetlidir. Aile yardımı, tek tek hastaların uzun yarıyıl süresince rehabilitasyonlarına sıkı sıkıya bağlanmalarına takviyeci olur.
Özellikle anoreksililerin, yemeyi yalanlamaları vaziyetinde damardan ya da başka bir usulle beslenmeleri gerekebileceği için çoğu zaman sağlık kurumuna yatmaları lüzumludur. Anoreksililer, sık sık iştah uyandırıcı ilaçlara lüzum dinlerler. Beslenme bozukluklarında fert, grup ve aileye müteveccih psikolojik danışmanlık da rehabilitasyonun ehemmiyetli bileşenlerindendir. Bulimikler, genellikle sağlık kurumuna kaldırılmayı gerektirmezler ancak beslenme ve psikolojik danışmanlık lüzumu dinlerler. Bu fertlerde çoğu zaman değişken ruh halleri ve bunalımı düzenlemesi için anti-depresanlar gibi ilaçlar kullanılır.
Birçok rahatsızlıktan farklı olarak beslenme bozukluklarında iyileşme ne süratli ne de basittir. Bireyin iyileşmesi, ailesel ve fertsel geçim ile bozukluğun şiddetini de kapsayan bir hayli etkene bağlıdır. İyileşmeye giden yol güçlüdür. Herkesin katılımıyla büyük bir gayret ve kavrayış ister.
Başarılı rehabilitasyonun maksatları
Yeme bozuklukları olanların “banal” hayatlarına ve “banal” yeme tavırlarına dönmeleri için uzmanların muvaffak olmaya çalıştıkları birkaç gaye vardır:
* Sıhhatlı ve zaferli bir yaşama önderlik etme
* Başkalarıyla sıhhatli ilişkilere sahip olma
* Yine banal biçimde yemek yeme
* Hudutlu egzersizin kıymeti
* Beden miktarıyla alakalı daha az saplantılı olma
* Başkalarıyla karşılaştırıldığında nasıl olduğu ile alakalı endişelenmeyi vazgeçme
* Her cins gıdayı fazlaya kaçmadan yemeyi bilme
* Başkalarına sıhhatli yemek yemenin ve sıhhatli ağırlığın kıymetini ve ehemmiyetini öğretmeyi bilme
* Yeme bozukluğu ile alakalı bir meseleyi kabullenmek çok güçtür ancak meseleyi kabullenmek, yeterli dayanak almada ilk adımdır. Profesyonel dayanak aramak, yeme bozukluğu ile baş etmede çok ehemmiyetlidir.
* Şayet yeme bozukluğu bulguları taşıyan bir insan tanıyorsanız ona dayanak etmek için yapacağınız en iyi teşebbüs suçlayıcı, tenkidi ve titiz olmadan takviye sunmaktır. İyi bir dinleyici olmak ehemmiyetlidir. Bir terapist olmadığınızı anımsayın, bu role soyunmayın. Dostunuzla surat surata gelin, uygun rehabilitasyonu bulmasında ona dayanak edin ve iyileşme yarıyılı vaktince destekleyici olun.