“Savunmasızlık ve gereksinim hissinin dışavurumu şahısları yaklaştırırken, öfkenin dışavurumu şahısları uzaklaştırır.” diyor Greenberg and Johnson His Odaklı Çift Terapisi isimli kitabında.
Düşünüyorum, “Ne kadar savunmasızlığa müsaade veriyoruz aşkta?. “Ne kadar sana gereksinimim var diyoruz?”
Bu çağdaş toplum, içinde bulunduğumuz çağdaş çağ, bize daima tıpkı şeyi söylüyor güya: Güçlü ol, hoş ol, başarılı ol, uygun ol, zayıf ol…
İçinde bulunduğumuz çağ, daima en güzel olmanın peşinde koşarken savunmalarımızı bırakmamıza müsaade vermiyor güya. Diğerine muhtaçlık duymamıza müsaade etmiyor güya.
Halbuki Greenberg ve Johnson ne diyor: savunmasızlık yaklaştırıyor bizi meğer aşkta, savunmasızlık büküyor boynumuzu, savunmasızlık “sana gereksinimim var” dedirtiyor. Savunmasızlık… savunmasızlık müsaade veriyor aşka… “Kimseye gereksinimim yok!” demeden aşktan, sevgiden, sevgiliden beslenmemizi, ondan yardım almamızı sağlıyor… Savunmasızlık gerçeği kabul edip, her şey olmadığımızı anlamamızı sağlıyor. Bundandır savunmasızlık sevgili ile bütünleşmemizi sağlıyor.