Sağlıkta 13 muhteşem bilimsel gelişme!

Stockholm’de bulunan Karolinska Enstitüsü’nden araştırmacılar, sinir hücrelerinin kök hücrelere dönüştürüldüğü noktanın dişlerimiz olduğunu ortaya koydu.

Geliştirdikleri yeni cihazla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Jose, “Bu yeni teknoloji diyabeti olan insanlar için, müdahale gerektiğinde hemen uyarılmaları anlamına gelen, sürekli okuma imkanı sağlamaktadır. Bu durum insanların kendi kendilerini dengelemelerine ve acil hastane tedavisini en aza indirmelerine imkan sağlayacaktır. Bu giyilebilen cihaz, bir sonraki adımda akıllı telefonlara alarm gönderen veya okumaları direkt olarak doktorlara iletilerek onların bir hastanın zaman içinde diyabetlerini nasıl yönettiklerini izlemelerine imkan sağlayan bir ürün olabilecektir” dedi.
NetScientific Başkanı Sir Richard Sykes ise şunları söyledi: “Diyabet büyüyen bir sorun. Bu teknoloji, milyonlarca insanın diyabetlerini daha iyi yönetmesine yardımcı olmaktadır. İki farklı ürünün (parmakla dokunulan ve giyilebilen) son noktada gelişmesi, farklı tipte diyabeti olan insanlara yaşam tarzlarına en uygun olan cihazı seçebilme imkanı sunmaktadır.”

Fareler üzerinde yapılan deneyde, genç bir fareden alınan ve yaşlı bir fareye nakledilen kanın, o farenin kaslarını ve beynini gençleştirdiğini gösteriyor.
Kısacası genç kan, yaşlanmanın belirtilerini ortadan kaldırabiliyor. Bu bilginin ileride Alzheimer gibi hastalıkların tedavisini mümkün kılabileceği düşünülüyor.

Tüp bebek, artık üç ayrı ebeveynin DNA’sıyla dünyaya getirilebilecek.
Bu yolla dünyaya gelen çocuklar, bir babanın, bir annenin ve bir donörün DNA’sına aynı anda sahip olabilecek. Bu uygulamanın amacı ise, tedavisi mümkün olmayan bazı kalıtsal hastalıkların ortadan kaldırılması olacak.

Denek hayvanlarında cilt hücrelerinin karaciğer hücrelerine dönüştürülmesi başarıyla gerçekleştirildi. Araştırmayı Gladstone ve Kaliforniya Üniversitesi birlikte yürüttü. Bu yöntemin insanlara uygulanmasının, karaciğer rahatsızlıklarına karşı bir çözüm olabileceği düşünülüyor.

Gözlüklerin ve kontakt lenslerin devri yavaş yavaş sona erecek gibi görünüyor… British Columbia Üniversitesi’nden Dr. Garth Webb, insan gözüne nakli yalnızca sekiz dakikada gerçekleştirilebilen biyonik bir lens icat etti.

Bilim insanları, HIV virüsünü ortadan kaldırabilecek bir aşı geliştirdi. Bu aşı, içerisinde yeni geliştirilmiş bir protein tipi barındırıyor ve virüsün hücrelere girmesini önlüyor.

Antibiyotik direnci dünyanın önemli sorunlarından biri. Yeni antibiyotik geliştirmek için çalışmalar yapılıyor. Bilim insanları geçtiğimiz yıl, yeni bir antibiyotik türü olan Teixobactin’in keşfini duyurdu. Teixobactin, pek çok bakteri türünü, bugün kullandığımız antibiyotiklerden çok daha etkili bir biçimde ortadan kaldırma özelliğine sahip.

Yapılan son çalışmalara göre anılar, nesilden nesle aktarılabiliyor. Fareler üzerinde yapılan bir deneyde, bilim insanları, onları kiraz kokusundan korkmak ve kaçınmak üzerine eğitti. Ve bu farelerin torunları olduğunda, onların da içgüdüsel olarak bu kokudan kaçındığı kaydedildi. Bu bulgu, anksiyete, posttravmatik stres bozukluğu ve fobilere olan yaklaşımımızı değiştirecek gibi görünüyor.

Jorge Soto, kanserin erken teşhisi için bir cep telefonu uygulaması geliştirdi. Soto’nun geliştirdiği prototip, bir damla kan alıyor ve ışık yardımıyla mikroRNA’yı tarıyor. Bu da, belirli kanser türlerini teşhis etmeye olanak tanıyor. Cihaz, herhangi bir akıllı telefona bağlanarak çalışabiliyor.

Yeni geliştirilen bir tedavi ile tamamen felçli olan beş insanda istençli hareketler geliştirildi.Nörolojik bir ilaç olan Buspirone ve yeni geliştirilen bir omurilik tedavisi ile sinir sisteminde uykuda olan bağlantıların tekrar sağlanabildiği ve beş insanda hiçbir uyarım olmadan hareket sağlanabildiği kaydedilmiştir.

Harvard Üniversitesi biyomühendisleri, bir cyberg (biyolojik ve yapay kısımları olan varlıklara verilen isim) dokusu üretmeyi başardı.
Bu dokular, canlı bir organizmaya nakledilerek duyarlı ve işlevsel bir hale getirilebiliyor. Bu teknolojinin geliştirilmesi, ileride yapay organların geliştirilmesine önayak olabilir gibi görünüyor…

Nörologlar tarafından gerçekleştirilen bir çalışma ile farelerin beynine sahte anıların yerleştirilebildiği saptandı.
Uyku halindeki farelere uygulanan bu yöntemin başarısı, uyandıktan sonra farelerin davranışlarında gözlemlenen değişimler ile ispatlanmış oldu.