Kalp hastaları alternatif tedavileri uygulamaya meyilli olabiliyor. Ancak unutmayın ki piyasaya ticari amaçlı sunulan içeriği belirsiz bitkisel ilaçlar mevcut ilaçlarla etkileşerek ölüme bile yol açabiliyor.
Müziğin kalp sağlığına faydası her müzik türü için geçerli değil. Batı ülkelerinde yapılan araştırmalarda dinlendirici klasik müziklerin ritim ve sesin ön planda olduğu metal ya da techno müziklerden daha faydalı olduğu gösteriyor. Öyle ki ünlü besteci Bach’ın eserleri kalp dostu olarak nitelendirilmeye başlanmış. Ülkemizde ise ney dinletilerinin kalp sağlığı üzerinde olumlu etki bıraktığı dile getiriliyor. Ancak müzik seçimi konusunda kişisel tercihler de önemli. Kişinin tercih ettiği müzik türünü dinlemesi kalp sağlığını daha olumlu olarak etkiliyor. Yine de vücudu hareketlendirecek ya da kaygıyı arttıracak türdeki müziklerden uzak kalınması kalp sağlığı açısından mantıklı görünüyor.
Yapılan bilimsel çalışmalarda, müziğin kalp sağlığına olumlu etkilerinden faydalanmak için günde beş dakika ile bir saat arasında süreler kullanılıyor. Ancak kısa süreli müzik dinlemenin kalp üzerindeki olumlu etkileri net gösteremediği gözlenmiştir. Bu nedenle günlük ortalama 30 dakika müzik dinlemek kalp sağlığına olumlu etki gösteriyor.
Müzik dinlemenin sağlığa etkisi konusunda çok sayıda bilimsel çalışma yapılmış. Bu çalışmalardan çıkan ana sonuç, müzik dinlemenin insanda kaygıyı azalttığı, ağrı eşiğini yükselttiği ve kalbe birçok fayda sağladığı yönünde. Ameliyat sonrasında düzenli müzik dinleyen hastalarda da ağrı kesici ihtiyacının azaldığı gösterilmiştir.
Vücuttaki stres düzeyinin artabildiği toplu taşıma ile yolculuklarda, yemek ve spor esnasında ve sonrasında da müzik fayda sağlıyor.
Hastanedeki hastalar için özellikle operasyon öncesi ve operasyon sonrası erken dönemde ya da serumla ilaç alınması sırasında müzik dinletisi öneriliyor.
Ağır spor yapan kişilerde istirahat sırasında müzik dinlemenin kalp hızında daha çabuk bir düşme yaptığının gözlenmiştir.
Elbette sadece müzik dinleyerek kalp sağlığımızı koruyamayız. Bunun dışında kalbimizi yaşamımızdaki alışkanlıkları değiştirerek korumamız gerekiyor. Kalp damar durumumuzu kontrol ettirmemiz önemli bir aşama. Hastalığımız var mı yok mu öncelikle bunu bilmeliyiz.
Ardından kalbimizi koruyacak diğer tedbirleri uygulamamız gerekir. Gerekirse yaşam tarzı değişikliğiyle hastalığın size vereceği zararları ortadan kaldırabilirsiniz. Kalp ve damar hastalığı tanısı koyulan kişiler bu durumu dünyanın sonu olarak görebiliyor. Oysa etkili bir tedavi ve yaşam şartlarındaki değişikliklerle rahatsızlıklarınızdan kurtulmanız mümkün. Ancak tüm kalp problemi yaşayan kişilerin yaşamları boyunca dikkat etmeleri gereken bazı alışkanlıklar bulunuyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut’un, kalp hastalığı olanlara önerileri ise şöyle:
Stres, kalp hızı ve tansiyonu artırıyor. Vücudu tetikte tutacak hormonları aktive ederek kalp hastalığı riskini yükseltiyor. Bunun sonucunda da kalp krizi ve ritim bozukluklarını rahatlıkla tetikleyebiliyor. Bu nedenle kavga, kargaşa, tartışma ve trafik gibi stres oluşturacak ortamlardan uzak durmaya dikkat edin.
Sigaradan vazgeçin
Kalp hastalığı gelişimi için en önemli etkenlerden birini sigara oluşturuyor. Örneğin stent takılan hastalarda sigara, stent tıkanma riskini ikiye katlıyor. İçilen her sigara ile bypass ameliyatına bir adım daha yaklaşılıyor. Kalp rahatsızlığınız varsa sadece sigara değil, tüm tütün ürünlerinden uzak durmanız gerektiğini unutmayın.
Özellikle kalp yetersizliği veya yüksek tansiyon sorununuz varsa, tuzdan uzak durmalısınız. Sofraya tuzluk koymayın ve günlük tuz tüketimini bir silme çay kaşığı ile sınırlandırın. Bu kısıtlama bütün tuzlar için geçerli olmalı. Çünkü himalaya, okyanus, kaya ve rafine edilmiş tuzların hepsi fazla tüketildiklerinde kalp ve damarları olumsuz yönde etkiliyor.
Alkol, arkadaşınız olmasın
Kalori değeri yüksek olan alkol, kolesterol dengesini bozuyor, tansiyon değerlerinde artışa neden oluyor. Bu da kalp hastalığı olan kişilerde genel durumu bozuyor. Özellikle kalp büyümesi veya kalp yetersizliği sorununuz varsa alkolden mutlaka uzak durmalısınız. Özel günlerde alkol almak istiyorsanız, bir kadeh kırmızı şaraptan fazla içmemeye özen gösterin.
Salam, sosis, jambon, sucuk gibi tuz ve katkı madde oranı yüksek gıdaların kalp hastalığı riskini arttırdığı yapılan çalışmalarla kanıtlandı. Bu nedenle eti taze olarak tüketin, miktar olarak günlük 100 gramı geçmeyin. Sakatat ürünleri de yüksek kolesterol nedeniyle tüketmeyin.
İlla kızartma olsun diyenler…
Birçoğumuzun hayır diyemediği kızartmalar, aslında kalp ve damar sağlığınızın baş düşmanlarından biri. Özellikle dış mekanlarda tüm gün aynı yağla yapılan kızartmalar vücuda zararlı trans yağ asitlerini yükleyerek damar sertliği oluşumunu hızlandırıyor. İlla da kızartma diyorsanız, daha sağlıklı pişirme yöntemi olan ızgara ile de benzer damak tadını yakalayabilirsiniz.
