Gözlerin sinsi düşmanı glokom!
Sağlık Yazıları

Gözlerin sinsi düşmanı glokom!

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom, zamanla gittikçe daralan görme alanı dışında, ilerlemesi halinde ciddi görme kaybına yol açabiliyor. İşte glokom hakkında bilinmesi gerekenler…

Glokom tedavisinde ise üç yol mevcuttur. İlaç kullanımı bu yöntemlerin ilkidir. Göz sıvısının üretimini kısıtlayan veya çıkışını arttırarak düşüren bu ilaçlar, belli aralıklarla alınır ve hayat boyu kullanılır. Ancak ilaç ile göz tansiyonu düşmeyen hastalara, cerrahi veya lazer tedavi yöntemleri uygulanır. Her iki tedavi yöntemiyle de başarılı sonuçlar elde etmek mümkün” diyerek sözlerini tamamlıyor.

42908_7.jpg

Zamanla gittikçe daralan görme alanı dışında, fark edilmesini sağlayan bir belirtisi bulunmayan glokom rahatsızlığının ilerlemesi halinde ciddi görme kaybına yol açabileceğini belirten Dünyagöz Etiler Hastanesi’nden Prof. Dr. Ümit Aykan, erken muayenenin önemine ve bu sinsi hastalığa dair bilgiler paylaşıyor.

42908_1.jpg

Belirtiler fark edilemeyebilir

Her 100 kişiden birinde görülen ve tüm körlüklerin yüzde 30’undan sorumlu olan glokom rahatsızlığı ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Ümit Aykan, “Görmeden sorumlu sinirlerin göz içi basıncı sebebiyle zarar görmesi ile oluşan glokom hastalığı, kendisine özgün bir belirtisi olmaması sebebiyle en sinsi göz hastalıklarının başında geliyor. Fark edilmesi oldukça zor olan bu hastalığın zaman içinde oluşan en önemli belirtisi, görüş alanının dış kesimlerinde yavaş yavaş kararmadır.

42908_2.jpg

Bu kararma belirli bir seviyeye ulaşmadan hastalar rahatsızlıktan haberdar olamıyorlar. Glokomun erken safhalarda teşhis edilmesi için, hastaların düzenli olarak göz muayenelerini gerçekleştirmeleri büyük bir önem taşıyor. Çünkü hastalığın başka bir şekilde tespit edilmesi mümkün değil” diyor.

42908_3.jpg

Risk grupları dikkatli olmalı

Glokom hastalığı riski taşıyan ve bu hastalığa özellikle dikkat etmesi gereken gruplar hakkında açıklamalar yapan Prof. Dr. Aykan, “Glokomda en önemli risk faktörleri arasında genetik yatkınlık bulunuyor. Bunun anlamı, eğer hastanın ailesinde daha önce glokom rahatsızlığına sahip bireyler varsa, bu kişilerin daha dikkatli olmaları ve rutin göz muayenelerini de ihmal etmemeleri çok önemli.

42908_4.jpg

40 yaş üzerinde görülmeye başlanan glokom hastalığı ile 75 yaş üzerindeki hastalarda çok daha sıklıkla karşılaşılabiliyor. Görme kusurları ve diyabet rahatsızlığı glokomu tetikleyebilecek faktörler arasında. Aynı zamanda çok nadir olsa dahi, gözün gelişiminde sorunlar yaşanan çocuk ve bebeklerde de ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuşuyor.

42908_5.jpg

Teşhis ve tedavi yöntemleri

Glokomun açık açılı ve dar açılı olmak üzere iki türü olduğunu belirten Prof. Dr. Aykan, “Her iki türü de erken teşhis ve tedavi uygulamaları yapılmadıkça körlüğe kadar gidebilecek ciddi görme kayıplarına yol açabilir. Görme alanında glokoma bağlı ciddi bir kayıp olmadıkça, hasta bu kayıpların farkına varmaz ve bu sebepten dolayı düzenli göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi gereklidir. Tanı aşamasına göz içi basınç, kornea kalınlığı, bilgisayarlı görme alanı ve optik sinir başı ve lifi ölçümleri gerçekleştirilir. Detaylı bir göz muayenesinde gerçekleştirilen bu ölçümler sayesinde, erken tanı koyularak ileri dönemlerde yaşanabilecek ciddi görme kayıplarının önüne geçilmesi mümkün.

42908_6.jpg