

Hastalık herkeste aynı derecede olmuyor. Genellikle daha genç yaşlarda hafif derecede bozukluklar olabilirken, yaş arttıkça sorunun ciddiyeti de buna paralel olarak artıyor. Hastalığın sıklığı yaşla birlikte belirgin olarak artış gösteriyor.
Örneğin; 40-49 yaş arasında her 100 kişiden 17’sinde ve 50-59 yaş arasında 35’inde hastalık görülürken; 60-69’lu yaşlarda her 4 erkekten 3’ünde, 70 yaş ve üzerinde ise her 5 erkekten 4’ünde sertleşme sorunu görülüyor.
Bu tablo, daha genç yaşlarda sorun görülmeyeceği anlamına gelmiyor. Ancak 40 yaş altındaki erkeklerde daha az oranda görülüyor ve yaşı 40 üzerinde olanlara göre genellikle daha hafif düzeyde oluyor.

Şeker hastalarındaki sertleşme bozukluğu diğer nedenlerden farklılıklar gösteriyor. Genel toplum ortalamasına göre şeker hastalarında sertleşme bozukluğu daha sık görülüyor (her 4 diyabetliden 3’ünde), 5-10 yıl daha erken ortaya çıkıyor, daha ciddi düzeyde seyrediyor, diyabetin ilk belirtisi olabiliyor ve standart tedavilere daha az yanıt veriyor. Bu yüzden, şeker hastalarındaki sertleşme bozukluğunun tedavisi için daha farklı tedavi planı uygulamak gerekiyor.

· Kalp damar hastalıkları
· Hipertansiyon
· Kolesterol yüksekliği
· Obezite
· Prostat büyümesi, prostat kanseri tedavileri
· Kötü beslenme, düzenli fiziksel aktivite yapmama, kronik sigara ve alkol kullanımı
· 40’lı yaşlarla birlikte testosteron miktarında azalma.

Ürologlara ereksiyon bozukluğu nedeniyle başvuran hastaların değerlendirilmeleri sırasında şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon ve kalp-damar bozuklukları ilk kez fark edilebiliyor.
Yani, sertleşme bozukluğu bu hastalıkların ilk belirtisi olabiliyor. Dolayısıyla, sertleşme bozukluğu sağlığın barometresi olarak kendini gösteriyor. Yeterli ereksiyonun olup olmaması, erkeklerin genel sağlık durumlarının adeta bir belirteci gibi davranıyor. Sertleşme sorununun tedavisine yönelik girişimler de genel sağlık durumunun iyileştirilmesine katkıda bulunuyor.

Kalp-damar hastalığı olanların da yarısından fazlasında ereksiyon bozukluğu görülüyor. Orta-ciddi düzeyde sertleşme bozukluğu olanlarda ileride kalp krizi görülme riski iki kat artıyor. Dolayısıyla sertleşme bozukluğu; kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi durumların ilk belirtisi olabilir, bu yüzden bu hastalıklar için bir haberci olarak kabul edilmeleri gerekiyor.

Şeker hastalarında tedaviye yanıt yüzde 30-50 düzeyine kadar düşüyor. Ağızdan tedavilerle başarılı olunamayan hastalarda enjeksiyon tedavileri kullanılabilir. Son aylarda sertleşme bozukluğunun tedavisinde şok dalga yöntemi kullanılmaya başlandı.
Ağızdan ilaç kullanmak istemeyen, ilaçlara yeterince yanıt vermeyen veya cerrahi tedavi öncesinde başka seçenek isteyen hastalarda bu tedavi uygulanabilir. Penisteki kan akımını artıran bu yöntemin sonuçları oldukça yüz güldürücü. Genellikle daha ciddi sertleşme bozukluğu olan, daha önceki tedavilere yanıt vermeyen hastalarda ise cerrahi tedaviler gerekir.

· Fazla kilolarınızdan kurtulun.
· Sigara ve alkolü sınırlayın.
· Akdeniz tipi beslenin.
· Testosteronunuzu kontrol ettirin.

• Ereksiyon bozukluğu olan her 100 hastadan yalnız 5-10’u tedavi için doktora başvuruyor.
• Genç yaş grubunda sertleşme sorununun ciddiyeti daha hafif ve orta düzeyde seyrederken, daha yaşlı erkeklerde sorun orta veya şiddetli düzeyde görülüyor.
• Sertleşme bozukluğu için şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, obezite ve kalp-damar bozuklukları gibi hastalıklar tetikleyici faktörü oluşturabiliyor.
• Sertleşme sorunu kalp-damar hastalıklarının erken habercidir.
• Sertleşmeyi sağlayan en önemli faktörlerden birisi testosteron hormonudur. Kırklı yaşlardan sonra testosteron düzeyinde azalma başlar.
