İlişkilerde insanlar birbirlerini ne kadar tanıyorlar, karşı tarafın duygularını kavramak olası mı?
Her insanın parmak izi değişik olduğu gibi ilişkiye bakışı, hislerini ifade edişi ayrıdır.
Karşınızdaki bireyle fikirlerinizin birebir örtüşmesini beklemeyin. Dostumuzu ailemizi olduğu gibi kabul ederken, erkek dostumuzu veya eşimizi değiştirmeye çalışırız.
Düşünce yapısını kavrayamadığımız zamanlar ilişkiye yabancılaşırız. Yaşama aynı pencereden bakmıyor olmanıza karşın, birbirinizi bırakamıyorsanız kalıcı bir ilişki yaşayabilirsiniz.
Anlattıklarını kavrayamayıp ‘Fransız kalıyorsanız’, o mu size yabancı, siz mi ona?
Dilini çözün
Aynı dili konuşamasanız dahi onun dilini çözmeniz ilişkinizin kesintisizliği açısından ehemmiyetli bir süreç. Karşınızdakini anlama da zaman ve emek gerektiren bir süreç… Bakış açısını anladıkça, insan karşısındakini daha iyi tanır ve anlar.
Tahminlerde bulunmayın
Bir yerlere dalıp gidiyorsa ne düşündüğü mevzusunda kendi kendinize hipotezlerde bulunmayın. Zira bakış açılarınız ve düşünce yapınız birbirinden tamamen değişik. Hipotezlerde bulunduğunuz düşünceler, gerçeğinde onun değil sizin kendi düşünceleriniz.
Yaptığı tutumları ve mimikleri kendi tahminlerinizle çözmeye çalışırsanız , hataya düşersiniz.
Onun düşüncelerini çözmenin tek yoluysa ‘akıl okuma’ aygıtının yapılması. O da şuan için uzak bir olasılık gibi görünüyor.
Önyargılar!
Birlikte yürüdüğünüz yollarda saygı ve sevginin yerini önyargılar aldıysa başladığınız noktanın dahi gerisine gitmişsiniz demektir.
Birbirinizi kavrayamadıkça yabancılaşır ve o ilişkide kendinizi yalnızlaşmış bulursunuz. Onu artık ole kabullenmeyi ve olan vakaları, hem kendi açınızdan, hem de onun açısından düşünmeyi öğrenin.
Dünyadaki en hoş şey; empati
Hoşgörü tam kapıları açar. Düşmanına dahi müsamahayla yanaşan şahıs kazandığına göre, hoşlandığına müsamahalı davranan şahıs ne kaybeder ki!
Vakaları çift düşünmeye başladıkça gerçeğinde onu çözmüş olmaya başladığınızı kavrayacaksınız. Hala onun düşüncelerine katılmıyor olsanız dahi en azından artık onu tanıyorsunuz. Bu noktadan sonra vaka fikirlerinizi birbirinize dikke ettirme ebadına değil, tatlı atışma ebadına dönüşür.
