Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, inanç kıymetlerinin, moral ve motivasyondaki yerini ve yardımını paydan, arayan tüm hastalara ve yakınlarına bu mevzuda eğitim alan din adamlarınca manevi destek verileceğini bildirdi.
Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında sağlık kurumularda manevi destek sunulmasına ait protokol imza atıldı.
Müezzinoğlu, imza merasiminde yaptığı konuşmada, protokolün, arz eden hastalara manevi destek uzmanlarınca destek verilmesini içerdiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile bu mevzu üzerinde 2012 ’den beri çalışıldığını, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri ’deki misallerin araştırıldığını, din adamlarına lüzumlu eğitimler verildikten sonra bu evreye gelindiğini kaydolan Müezzinoğlu, bazı şehirlerde başlatılacak kaptan uygulamayla arz eden hastalara ve yakınlarına manevi destek verileceğini bildirdi.
Sağlığın, “Ruhen, fiziken ve sosyal doğrultudan sağlıklı olma hali” biçiminde tarif edildiğini, ferdin fiziken, sosyal açıdan ve ruhen sağlıklı olması için yurttaşlara her türlü yardımı verme çabayı içinde olduklarını vurgulayan Müezzinoğlu, moral, motivasyon ve hayat bedelleri açısından inanç bedellerinin de ehemmiyetli yeri bulunduğunu belirtti.
Müezzinoğlu, “İnanç bedellerinin de moral motivasyondaki yerini ve yardımını paydan, arayan tüm hastalarımıza, hasta yakınlarımıza bu yardımı önümüzdeki süreçte kademeli olarak ve bu anlamdaki eğitimi almış din adamlarımızın rakamını artırarak yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
Protokolün, sunulan sağlık hizmetinin niteliğini artıracağını ifade eden Müezzinoğlu, uzun vakittir yurttaşların arz ve arzu ettiği sürecin protokol vesilesiyle başlatılacağını, gecikmiş bir misyonun yerine getirilmesine vesile olacağını belirtti.
Sağlık Bakanlığının himayesiyle
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Başkanlık olarak Sağlık Bakanlığının yardımı ve himayesiyle 30-40 sene gecikmiş bir hizmete başlıyor olmanın coşkusunu yaşadıklarını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığının son 10 sene içinde ”Sosyal İçerikli Din Hizmetleri Projesi” çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile sağlık kurumulara, Aile ve Sosyal Siyasetler Bakanlığı ile beraber huzurevlerine, yetimhanelere, cadde çocuklarına, Gençlik ve Spor Bakanlığıyla gençlere müteveccih çok muhtelif hizmetler başlattığını anlatan Görmez, şunları kaydoldu:
”Ama yetersiz kalan bir ayağı vardı o da sağlık hizmetlerinde arz ve istekler yönünde manevi destek, dini danışmanlık ve kılavuzluk hizmetini ilk kere vermeye başlayacağız. 30-40 sene geriden takip ediyoruz. Modern dünyada tam din müesseseleri, dünyada sağlık bakanlıklarıyla, sağlık kurumularla işbirliği içinde hastalara her türlü rehabilitasyonun yanında moral ve manevi destek vermek üzere onların özellikle acılarına ortak olmak, onların acılarını gevşetmek, onların hayata bağımlılığını kuvvetlendirmek, hayata bakışını özellikle kötümser zamanlarda pozitif hale getirmek için bu manevi destek programlarının çok ehemmiyetli olduğunu, batı dünyasında pek çok ilahiyat fakültesinde artık bunun bir ihtisas alanı haline geldiğini ve pek çok ülkede din hizmeti yürüten müesseselerin bu hizmetleri 50-60 yıl evvel vermeye başladığını öğreniyoruz.”
Görmez, bu hizmetin dünyada ilk olarak 1930 ’da verilmeye başlandığını, özellikle dünya savaşlarından sonra ehemmiyetli büyümeler yaşandığını, bu mevzuda literatür ile uzmanların ortaya çıktığını, ancak bunun uzun süre Türkiye ’de gündeme getirilemediğini ifade etti.
Bu hizmetin DSÖ tarafından da kabul edilen Evrensel Hasta Hakları ’nın bir parçası olarak kabul edildiğine işaret eden Görmez, aynı zamanda 1981 ’de Lizbon Dünya Doktorlar Birliği Hasta Hakları Bildirgesi ’nde de bu hizmetin maddeler arasında yer aldığını kaydoldu.
Mehmet Görmez, Türkiye ’de bu hizmetin 2012 ’de gündeme gelmesinin ardından Başkanlık olarak çalışmalara başladıklarını ve 10 şahsı Avrupa ve Amerika ’da bu hizmetin nasıl verildiğine ait hekime ve master yapmaya yolladıklarını anlatarak, Ankara İlahiyat Fakültesinde de çalışma yapıldığını, YÖK ’e de özellikle ilahiyat fakültelerinin müfredatına hastalara manevi destek, dini danışmanlık ve kılavuzluk hizmetinin bir ders olarak verilmesi güzergahında bir öneride bulunduklarını söyledi.
Başkan Görmez, ”Kaptan bölgelerde sağlık kurumularda dostlarımızın kısa vakitte başlatacağı çalışmaların arzı artıracağını, zira bu yalnızca arz yönünde ihtiyari bir seçimdir, rastgele bir hastamız böyle bir arzda bulunmayabilir ama bulunan kardeşlerimize bu hizmeti vermeyi misyon kabul ediyorum” biçiminde konuştu.
“Uzuv bağışı en büyük sadakadır”
Konuşmasında, uzuv nakli için de çağrıda bulunan Görmez, ”Biz bir şahsa hayat vermeyi tam insanlığa hayat vermek olarak değerlendiren bir kitabın müminleriyiz. Uzuv affetmek candan cana yapılan en büyük sadakadır. Binlerce kardeşimiz hastane köşelerinde bizlerden hayat bekliyor. Özellikle tam yurttaşlarımızın uzuv bağışında daha çok cömert olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Müezzinoğlu, bu lafları üzerine Görmez ’e, uzuv bağışıyla alakalı yeni bir kampanya sürecini başlatma hazırlığı içinde iken gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti.
Müezzinoğlu, “Gerçekten candan cana sadakadır veya vefattan ömre vesile olabilmek başka bir deyişle kendi vefatından bir başkasının ömrüne katkı sağlayabilmek gibi bir hayırlı işe vesile olabilmek ve bu anlamda cemiyetsel duyarlılığı artırabilmek, buna verdiğiniz destek için de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Müezzinoğlu ve Görmez sağlık kurumularda manevi destek verilmesine ait protokolü imza attı.
“Azınlık üyelerine de bu hizmet verilebilir”
Bakan Müezzinoğlu ve Görmez, daha sonra gazetecilerin suallerini de cevapladı.
“Manevi bakımı verecek din vazifelilerinin sağlık kurumulardaki mevcut imamlardan farkının ne olacağı, bu hizmetin nasıl sunulacağı ve başka inanç üyelerine de bu hizmetin verilip verilmeyeceği?” suali üzerine, Müezzinoğlu, sağlık kurumulardaki imamların daha çok cenaze töreni veya namaz müddetlerinde imanla alakalı misyon yaptığını, hastalara veya yakınlarına bu anlamda bir hizmet verme misyon ve mesullükleri bulunmadığını anımsattı.
Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dolayısıyla bundan sonraki süreçte hasta ve yakınlarına manevi destek verecek dostlarımız, din adamlarımız, misyonlularımız bu anlamda eğitim görmüş, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilmiş dostlarımız olacak. Bu dostlarımız Diyanet İşleri Başkanlığımızın kadrosunda olacaklar, misyonlu oldukları sağlık kurumularda biz onlara fiziki mekan sağlayacağız, hasta ve yakınlarından yoğun bakım, operasyon sonrası, vefat esnası, bir arz olduğunda, bu arza, aldıkları eğitimin de ve dini anlamdaki zati birikimleriyle destek olma vazifelerini yerine getirmeye çalışacaklar.”
Başka inanç üyelerine sunulacak manevi destekle alakalı da bilgi veren Müezzinoğlu, “Özellikle azınlık üyelerine, onların dini mesulleriyle, temsilcileriyle görüşerek, o anlamda görevlendirme yaptıklarında onların da en natürel hakkı bu. Zati az evvel kıymetli başkanımız insan hakları anlamındaki şeyi okudu. Dolayısıyla bu bir insan hakkıdır, hasta hakkıdır. Hasta ve hasta yakını haklarını her ebadıyla bizim bundan sonraki süreçte ama her halükarda yalnız din adamı olması değil, bu anlamda bir sertifikasyonu veya eğitimi de almış olmasını da arz edeceğiz” dedi.
Müezzinoğlu, bir başka sual üzerine de uygulamanın başlatılacağı kaptan bölgelerin 15 gün içinde netleşeceğini, eldeki uzman rakamını da göz önüne alarak en uygun yerlerin tespit edileceğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez de kendi verdikleri eğitimlerin yeterli olmadığını belirterek, Sağlık Bakanlığı ile beraber hizmet içi eğitim programları da yapacaklarını söyledi.
Görmez, ”Eskiki hizmet, yurttaşlarımızın orada ölümden sonraki hizmetleridir ama şimdi bu hayata müteveccih hizmettir. Dolayısıyla aynı hizmet değil. Bunlar, aynı biçimde ben de Diyanet İşleri Başkanı olarak bu mevzuda rastgele bir inanç farkı korumaksızın her cinsi inanç sahibine bu hakkın verilmesi gerektiğini ifade etmek isterim” görüşüne yer verdi.
Sağlık Bakanlığınca hastalara ve yakınlarına manevi destek hizmetinin ilk olarak Ankara ’da, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumu ile Ulus Devlet Sağlık Kurumunda başlatılacağı bilindi.