Sigarayı Bırakmak İçin Fırsat Olabilir!

Sigara rehabilitasyon edilebilir bir bağımlılıktır, bırakmak için Ramazan bir fırsat olabilir!

Ramazanla birlikte günün büyük bir bvefatında sigaradan uzak kalan sigara tiryakileri için ramazan ayı bu bağımlılıktan ömür boyu kurtulmak için ehemmiyetli bir fırsat. Tütün Hakimiyeti Çalışma Grubu Yürütme Heyeti Azası Prof. Dr. Oğuz Kılınç sigara bırakma usulleri ve teknikleri hakkında balaka verirken yine başlamamak için de tekliflerde bulunuyor.

Dünyada günümüzde 1,3 milyar birey sigara kullanıyor. Ülkemizde ise 15 milyon bireyin sigara içtiği biliniyor. Türkiye popülasyonunda sigara içenlerin oranına bakıldığında, ülkemizde 2010 itibari ile popülasyonun yüzde 27,1’i başka bir deyişle üç şahıstan bkocaman sigara kullanıyor.

Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Azası ve Türk Toraks Derneği Tütün Hakimiyeti Çalışma Grubu Yürütme Heyeti Azası Prof. Dr. Oğuz Kılınç, ramazanın sigarayı bırakmak isteyenler için ehemmiyetli bir fırsat olabileceğini vurguluyor. Prof. Dr. Oğuz Kılınç, ramazan sebebiyle rastgele bir maddenin harcanamadığı bir sürece girildiğini ve bu süreçte bağımlıların sigaradan uzaklaşabileceklerini, bağımlılıklarını hakimiyet altına alabileceklerini, dolayısıyla bunun bir fırsat olabileceğini ifade ediyor. Kılınç’a göre tiryakiler rehabilitasyonlarını ramazan müddetince tasarladıkları ve doktorlardan dayanak aldıkları takdirde bilimselliği ispatlanmış usullerle sigarayı bırakmaları kolaylaşabilir.

Prof. Dr. Kılınç, bu noktada bilimselliği ispatlanmış usullere başvurmanın ehemmiyetini ve bilimsellikten uzak usullerden uzak durulması gereğini şöyle vurguluyor: “Ülkemizde 2009’da çıkan son kanundan sonra hem zaman içinde sigaranın hasarlı olduğunun farkına varılmasıyla hem de bu sürecin daha bilinir gidişata gelmesi ile bilimselliği ispatlanmış usuller daha çok seçim edilmeye başlandı. Ancak bilimselliği ispatlanmamış usuller de hala kullanılmakta. Bilimsel olmayan usuller de bir biçimde millete muhtelif kanallardan lanse ediliyor zira bu bağımlılıktan kurtulmak isteyen 15 milyonluk bir ‘alıcı kitlesi’ mevzubahisi. Bizim teklifimiz bilimselliği ispatlanmış, Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve beynelmilel sağlık otoriteleri tarafından kabul edilen usullerin kullanılmasıdır.”

Prof. Dr. Kılınç ramazanda sigarayı bırakıp tekerrür başlamak istemeyenler için de sigara tiryakilerine şunları öneriyor: “Sigara bağımlılarının beyinlerinde bunu geçici bir süreç olarak kodlamamaları gerekiyor. Tütün kullanımını kurtulmaları gereken bir tavır olarak idrak etmeleri gerekli. Bu yalnızca ramazanda kurtulunacak bir tavır değil, yaşam boyu kurtulmaları gereken bir tavır. Böyle düşünürlerse, yalnızca ramazan ayında değil bütün ömür boyu sigarayı bırakacağım derlerse ve yola bu biçimde çıkarlarsa ramazan sigarayı bırakmak için gerçekten bir vesile olabilir.”

Gün boyu sigarasız kalıp sahurda veya iftarda üst üste sigara yakan tiryakilere de Prof. Dr. Kılınç’ın bazı ihtarları var: “Sigara nasıl içilirse içilsin hasarlı olan bir maddedir, her dozu ve her biçimi hasarlıdır ama sahurda ve iftarda üst üste içilmesi yüksek konsantrasyonda nikotin ve öteki zehirli maddelerin kana karışmasına yol açar. Bu da altta uyuyan ya da tanısı konmamış hastalıkların ciddi boyutlara erişmesine neden olabilir. Hatta ani kalp krizleri ve beyin kanamaları gelişebilir.”

Prof. Dr. Kılınç sigarayı bırakanlardaki iyileşme süreciniyse anbean şöyle özetliyor: ”Sigarayı bırakanlar ilk 20 dakikadan itibaren verimini görmeye başlıyor. Nabız ve kan basıncı hemen klasiğe dönüyor. 1. günde kanda zehirli maddeler tespit etilemiyor ve 1. ayda kalp damarları olağan boyutuna erişiyor. 1. senenin sonunda kalp krizi geçirme tehlikeyi 2 kat eksiliyor. 5. senenin sonunda kanser tehlikeyi yarı yarıya eksiliyor. 10. senenin sonundaysa şayet kalıcı bir zarar oluşmamışsa sigarayı bırakanların hiç sigara içmemişlerle denk seviyeye geldiğini biliyoruz. Bu sebeple tiryakilere sigarayı kendi istemleriyle bırakabileceklerini düşünmüyorlarsa bir doktora ya da bir uzmana başvurmalarını öneriyoruz. Şunu herkesin bilmesi ehemmiyetli, rehabilitasyon edilebilir bir hastalıktan laf ediyoruz.”

güncelgündemhaberhaberlersağlık