Son senelerde saçkıran olan insan rakamında çoğalmalar kollanıyor. Rahatsızlığın en büyük sebepleri arasında stres gösteriliyor.
Yeditepe Üniversitesi Sağlık Kurumu Ten ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oktay Taşkapan, “saçkıran-alopesi areata” ismi verilen bölgesel saç dökülmelerinin genellikle yoğun stresli hadiselerden sonra ortaya çıktığını belirterek, “Hastalığın sebebi yüzde 90 psikolojik. Hiçbir şey yapmasanız da hastaların yüzde 30-50’sinde oluşan saç dökülmeleri genellikle bir sene içinde bayağıya döner” dedi.
Saçkıran hakkında balaka veren Taşkapan, saçkıranın en ehemmiyetli sebebinin psikosomatik olduğunu ifade ederek, çok yoğun kasvet, yeis ve stres yaşayan bireylerin saçlarının belirli bölgelerinde açılmalar büyüdüğünü söyledi. Stresin yoğunluğuna göre bu dökülmelerin uzun vakit devam edebileceğinden bahsetti. Odaksal dökülmeler birden fark edildiği için moral bozukluğu da daha yüksek oluyor.
Saçkıran olaylarının çoğalmasının sebebinin, bu rahatsızlık sebebiyle doktorlara başvuran insan rakamının artmasından kaynaklandığını anlatan Taşkapan, daha öncekinden özellikle kırsal bölgelerde insanların kendi kendini rehabilitasyon ettiğini belirtti.
Taşkapan, insanların saçlarının döküldüğü bölgelere sarımsak sürdüğünü vurgulayarak, “Gerçi bu da bir rehabilitasyon yöntemi, ten irite ediliyor. Natürel olarak bu tıbbi bir yöntem değil. Ayrıca bu sırada tene ve kıl köklerine hasar verilebilir ve o bölgede bir daha saç çıkmayabilir” dedi.
Saçkıranın otoimmün bir hastalık olduğuna işaret eden Taşkapan, “İnsan dokusu olağanda kendine karşı tepkin vermez ama saçkıranda hoşgörü bozuluyor. Beden kendi kıl köklerini yabancı gibi idrak edip, oralara antikor yolluyor ve kıllar dökülmeye başlıyor. Genellikle saçlı tende, sakal ve bazen kaşlarda dökülme sebebiyle boşalma oluyor. Neden yüzde 90 psikolojik. Hastalık, kasvet, gerginlik, travma ve bir yakının kaybı gibi çok stresli yarıyıllardan sonra ortaya çıkar. Aile hikayesi ve genetik etkenler çok tesirli. Hastalık erken yaşlarda başladığında, özellikle başın arka ve kulakların üst bvefatı yakalandığında, eşlik eden astım, saman nezlesi gibi alerjik hastalıkların varlığında saçkıran rehabilitasyonlara daha mukavemetli oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Taşkapan, hastalıkta ortada bir mikrop olmadığına ve bedenin kendiliğindene tepkin verdiğine dikkati sürükleyerek, şunları kaydoldu: “Saçkıran, ender de olsa bazen tiroit hastalıkları, vitiligo ve bağ dokusu hastalıkları gibi bazı ciddi hastalıklarla birlikte olabilir. O sebeple hasta geldiğinde, tetkik bulgularının ışığında, gerekirse bazı tarama testleri istiyoruz. Çünkü beden kendi saç köklerine verdiği tepkini başka uzuvlara da verebilir. Ancak bunlar çok düşük ihtimaller. Genellikle hastalığın sebebi psikolojik, burada bazen bir kısır döngü de olabiliyor. Psikolojik etkenler hem hastalığı tetikliyor hem de büyüyen saçkıran hastanın ruhsal gidişatı üzerine negatif tesirlerde bulunuyor. Mukavemetli gidişatlarda psikososyal destek ve psikiyatri konsültasyonları ehemmiyet kazanıyor. Özellikle orta yaşlı bireylerde alopesi areata siyah saçları daha çok etkiliyor, beyaz saçlar dökülmeye daha mukavemetli. Hasta geldiğinde tetkikini yapıyoruz, saç dökülmesi hudutlu bir alandaysa, ilk düzeyde genellikle saçlı tene belli oranlarda sulandırarak kortizon enjekte ediyor ve gerekirse aldığımız muayenehane cevaba göre ayda bir defa bu rehabilitasyonu tekrarlıyoruz. Ya da doğrudan kortizonlu kremler sürdürüyoruz. Bunlar genelde hastaya iyi geliyor. Rehabilitasyonun ardından, evvel ‘vellüs’ dediğimiz ince tüyler geliyor, daha sonra bunlar kalınlaşıp basmakalıp saça dönüyor. Ağır ve ilerleyici olgularda daha değişik rehabilitasyonlar uygulanmalı. Hiçbir şey yapmasanız da bu saç dökülmeleri belli bir zamandan sonra bayağıya dönüyor. Hastaların yüzde 30-50’si bir sene içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak hiçbir şey yapmayıp bilave edemezsiniz, zira hastalık endişe yaratıyor, dağıldığı gidişatlarda ehemmiyetli psikolojik meselelere yol açabiliyor.”
Bayanlarda Saç Dökülmesi
“Bayanlardaki saç dökülmesinin en temel sebebi demir noksanlığı”
Birçok kadının saç dökülmesinden şikayet ettiğini biliyoruz.Bayanlarda görülen genel saç dökülmelerine de değinen Taşkapan, bayanlardaki saç dökülmesinin en temel sebebinin demir noksanlığı olduğunu söyledi.
Taşkapan, adet yarıyıllarının uzun ve yoğun olmasının, bazen de beslenme meselelerinin demir noksanlığına ve saç dökülmelerine neden olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Ağır ateşli hastalıklar ve yoğun zayıflama perhizlerinden sonra bazen de tiroit hastalıkları sebebiyle çok süratli saç dökülmeleri görülüyor. Saçı dökülen bir hasta geldiğinde evvel sebeplerin incelenmesi gerekiyor. Demir yetersizliğinin yanı gizeme ilaç kullanımı doğum hakimiyet hapları, bazı tansiyon ilaçları tiroit hastalıkları, iç uzuv hastalıkları, bağ dokusu hastalıkları, hatta frengi bile saç dökülmesine neden olabilir. Kısacası ciddi hastalıkların hepsinin ardından saç dökülür. Ayrıca stresin de tesiri var.”
Bazı bayanlarda ise “erkek tipi saç dökülmesi-patern alopesi” olduğuna ve çok erken yaşlarda bile görülebildiğine vurgu yapan Taşkapan, “Bu cins gidişatlarda saç dökülmesine eşlik eden bir tüylenme çoğalışı, uzamış bir iltihaplı sivilce, tende yağlanma ve adet kumpassızlığı gibi bulguların varlığında hastanın endokrinoloji uzmanına yönlendirilmesi gerekebiliyor. Bayanlarda erkek tipi saç dökülmesinin bütün ve net bir rehabilitasyonu henüz yok. Bu genetik bir vaziyet” değerlendirmesinde bulundu.
Saç dökülmelerine karşı reklamı yapılan birçok mahsulün pek işe yaramadığına vurgu yapan Taşkapan, özellikle sebebin ortaya konulabildiği yaygın saç dökülmelerinde ve saçkıranda gerçekten başarılı rehabilitasyon yaklaşımlarının varolduğunu söyledi. Saç dökülmesinin sebebi kesinlikle incelenmeli ve bilinmeli.
Prof. Dr. Taşkapan, saçın çok sıcak suyla yıkanmaması ve sert fırçalarla fırçalanmaması gerektiğini belirterek, “Saçı fazla boya ve fön gibi harekâtlardan gözetin” dedi.