Kadınların meme kanseri hakkında şuursuz olması geç teşhise neden oluyo. Geç kalınmış bir teşhis ise vefatla sonuçlanabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün DSÖ taranmasını önerdiği üç kanser meme, rahim ağzı, kolorektal için fiyatsız cemiyet tabanlı tarama hizmetinin 10 seneden fazla vakittir verildiğini hatırlattı
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özet, meme kanseri olan kadınların büyük çoğunluğunun şuursuzluk ve geç kalınmışlık sebebiyle yaşamını kaybettiğini söyledi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özet, meme kanseri bilinçlendirme ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de Milli Kanser Hakimiyet Programı çerçevesinde Dünya Sağlık Örgütü’nün DSÖ taranmasını önerdiği üç kanser meme, rahim ağzı, kolorektal için fiyatsız cemiyet tabanlı tarama hizmetinin 10 seneden fazla vakittir verildiğini hatırlattı.
Meme kanseri bilinçlendirme ayı dolayısı ile 2013 senesinden itibaren tüm aza ülkelerde kanser tarama programlarına katılım oranının yüzde 100’e çıkarılması doğrultusunda karar alındığını belirten Özet, “Meme kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser olup, senede takribî 15 bin kadını etkilemektedir. 2000’li senelerden bu yana yapılan kanser istatistiklerinde kadın kanserlerinin takribî dörtte birini meme kanseri olayları oluşturmaktadır. Meme kanseri ile alakalı tehlike etmenleri arasında ailede meme kanseri hikayesi, erken ilk adet yaşı, geç menopoz, çocuk emzirmeme, obezite sayılabilir. Tehlikeyi eksiltmek emeliyle ideal kiloya erişmek, kumpaslı egzersiz gibi tutum farklılıkları tesirli olabilir. Ancak tehlike etmenleri bu biçimde sıralansa da bunları öğrenmek ve uygulamak meme kanserinden korunmak için ne yazık ki yeterli değil” dedi.
“ERKEN TEŞHİSLE SAĞ KALIM ŞANSI ARTIYOR”
Erken teşhisle sağ kalım talihinin çoğaldığını belirten Özet, “Hastalığın erken teşhisine müteveccih yapılan meme kanseri taramaları bu kanserden vefatları ve hastalığın sıklığını eksiltmede en tesirli usullerdir. Meme kanserinden vefatların çoğunluğu meme kanseri olan kadınların teşhis için geç kalmış olmaları ve sağlık hizmetlerine erişmedeki şuur yetersizlikleri sebebiyle oluyor. Ülkelerin sosyo-ekonomik şartları iyileştikçe meme kanserinin erken teşhisi ve hastaların sağ kalım oranları ehemmiyetli biçimde çoğalmaktadır” diye konuştu.
Kanser taramaları gönüllülük temeline katlansa da kadınların bu mevzuda bilinçlendirilmeleri, meme kanserinin kadınları korkutmadan ama reelleri de göz önüne serecek siyasetler ve uygulamalar ile anlatılmasının meme kanserinin erken teşhisinde avantaj sağlayacağını belirten Prof. Dr. Özet, “Bu sebeple kadınların meme kanseri sebepleri, bulguları, korunma, tarama, taramanın ne zaman ve nasıl yapılacağı hakkında bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ehemmiyetlidir. Meme kanseri rehabilitasyonunda erken aşamalarda yüksek oranda zafer elde edilmektedir. Uygun meme cerrahisi, kemoterapi ve radyoterapi ile yalnızca yaşam niteliği düşmeyecek, ayrıca kamu maliyeti de eksilecektir” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Özet, KETEM’lerde olduğu gibi cemiyet tabanlı taramaların yapıldığı merkezlerde ise yüzde 85 oranında erken aşamada teşhis edilebildiğine dikkat toplayarak laflarını şöyle sürdürdü:
“Ne Yazık Ki kanser suiistimale çok sarih bir mevzu. Hastalıklarına ya da hastalarına şifa arayanlar çoğu zaman yanlış bireyler tarafından çok yanlış şekilde yönlendirilmekte, kimi zaman şifa yerine var olan rehabilitasyon uğurlarını da kaybetmektedirler. Bu nedenle hastalarımızın ve hasta yakınlarının tasalarına derman ararken daha da büyük kasvetlerle karşılaşmamaları için bilimin ışığından ve uzmanların kılavuzluğundan parçalamamaları son derece ehemmiyet taşımaktadır. Yurttaşlarımızın her cins kanser ile alakalı olarak bu işin reel muhatapları olan tıp hekimlerinin ve özellikle de bu mevzuda çalışan doktorların önerilerini ve bilgilendirmelerini yakından takip etmeleri çok ehemmiyetlidir.”
Kaynak:İHA