Kendiliğindene meme muayenesi kaç yaşında başlamalı?

Dünyada her sene takribî 2 milyon kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. ABD ’de ise her gün 527 kadın meme kanseri tanısı alıyor ve bunların 110 ’u hayatını kaybediyor. Türkiye ’de de tablo değişik değil. Meme kanseri, her sene 20 bin kadının yaşamını etkiliyor. Kadın kanserlerinin %25 ’ini, tüm kanserlerin de %12 ’sini oluşturan meme kanseri, günümüzde artık 30 ’lu yaşlarda da sıklıkla görülüyor. Geçmişte her 12-14 kadında bir ortaya çıkan hastalığa, artık 8 kadında bir tesadüfmek muhtemel. Bunun en ehemmiyetli sebebini ise yaşam biçimi farklıları oluşturuyor.

Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık ayı sebebiyle reelleştirilen basın buluşmasında, meme kanserinin erken tanı sayesinde % 90 ’dan aşırısının rehabilitasyon edilebildiğini söyledi. Erken teşhis için cemiyetin meme kanseri mevzusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Özdoğan, “Hastalığın erken safhada tespiti için ise kendiliğindene meme muayenesi ehemmiyet kazanıyor. Her kadının 20 yaşından itibaren memesini tanıması, aylık kumpaslı hakimiyetlerini yapması ve 40 yaşından itibaren de mamografi takibi erken tanıya imkân sağlıyor” dedi.

Kadınlar hormonlarına uygun yaşamıyor

Meme kanseri tehlike etmenlerinin ehemmiyetli bir bvefatının; erken yaşta adet görme ve 50 ’li yaşlarda menopoza girme gibi bedenin östrojene uzun müddet maruz kalmasından kaynaklandığını ifade eden Prof.

Özdoğan, “Kent yaşamı, kadınların çalışma hayatına erken yaşta atılmaları ve kariyer amacı sebebiyle çocuk sahibi olma bahtlarını ertelemelerine yol açmaktadır.

Yoğun iş temposu sebebiyle ilk doğumun 30 yaşından sonra yapılması ya da hiç doğurmama, emzirme zamanının kısalması meme kanserinin sebepleri arasında gösterilmektedir. Bununla birlikte içki ve sigara kullanımı, menopoz sonrası fazla kilo da bilinen en ehemmiyetli tehlike etmenlerinden bazılarıdır. Genetik geçişli olan ve %5-7 oranında görülen meme kanserlerinin tespit etilmesi ve aile öteki bireylerinin taranması çok ehemmiyetlidir” açıklaması yaptı.

Sigara da tesirli

Sigara kullanımının sadece akciğer kanseri değil meme kanseri üzerindeki tesirinin de belirlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Özdoğan, “Senelerdir süregelen balaka, sigaranın meme kanseriyle ilişkisi olmadığı güzergahındaydı. Ancak son yapılan araştırmalar göstermiştir ki, sigara tüm kanserlere yatkınlığı artırmaktadır.

Meme kanseri için ise özellikle daha kızgın seyirli olan üçlü olumsuz meme ile ilişkili bulunmuştur. Son senelerde kadınlardaki sigara içiminin çoğalışı, kızgın seyirli meme kanserleri tehlikesini de beraberinde getirmektedir” diye konuştu.

Her kadın memesini 20 yaşından itibaren tanımalı

Kendiliğindene meme muayenesinin, erken tanı için çok ehemmiyetli bir adım olduğunu dile getiren Prof.

Mustafa Özdoğan, kadınların 20 yaşından itibaren memesini kumpaslı olarak gözlemlemesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özdoğan: “Her kadın 20 yaşından itibaren, meme muayenesini yaparken; her ay adet yarıyılından sonra memesinin simetrisine, meme başında bir akıntı olup olmadığına, rastgele bir deformitenin varlığına, cilt farklılıklarına, ele bir kitlenin gelip gelmediğine dikkat etmelidir.

Zira meme kanseri uru basit bir değerlendirme ile algılanabilir” dedi. Senelik meme muayenesi ve mamografi taramasının ehemmiyetine de değinen Prof. Dr. Özdoğan, “Meme hakimiyetleri 40 yaşından sonra hekim tarafından yapılmalıdır. Aynı zamanda hekimin teklifi ile yeniden her sene mamografi taraması çok ehemmiyetlidir” ifadelerini kullandı.

Meme kanserinin rehabilitasyon anlayışı değişti

Günümüzde kullanılan uslu ilaçlar ve yeni cerrahi teknikler sebebiyle meme kanserinin kadınlar üzerindeki devirici tesirinin en aza indirildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Özdoğan, rehabilitasyon hakkında şu balakaları verdi: “Özellikle 4 değişik cinste meme kanseri olduğunu biliyoruz. Bunlardan hormona duyarlı meme kanserinde çok ciddi yol almakla beraber, hormona duyarlı olmayan, Her2 reseptör pozitif denilen cinste bundan 10-15 sene evvel yaşam süresi çok kısayken, bugün hem bölgesel ilerlemiş hem de metastatik hastada bile varsayımı yaşam süresi ciddi oranda uzamıştır.

Genetik geçişli BRCA 1-2 pozitif meme kanserlerinde yeniden kastedilmiş rehabilitasyonlar söz konusudur.

Eğer kızgın bir tutulum yoksa birkaç tane lenf bezinin alınması çoğunlukla yeterli olmaktadır. Bu da neredeyse %25 ile %50 oranında ortaya çıkacak “lenf ödem” ismi verilen kolda şişliği önlemektedir. Yeniden kozmetik olarak cilt ve meme başı gözetici mastektomiler, memenin yine rekonstrüksiyonu gibi cerrahi alanda da çok ciddi yenilikler bulunmaktadır.

Önümüzdeki süreçte immunaterapi denilen, bedenin korunma sistemindeki bir ekip mekanizmaların çözülmesiyle birlikte birçok kanser cinsinde bereketler sağlanmaya başlanmıştır.”

Akciğer kanseri sigara ilişkisi gibi bir korunma muhtemel değil

Meme kanserinden korunmada, tehlike etmenlerinin ortadan kaldırılmasını ehemmiyetli oranda tesirli olduğunu ancak bunun %100 sağlanamadığını anlatan Prof. Dr. Özdoğan, “Meme kanserinden tamamen korunmak söz mevzusu değildir. Sigara ve içkiden uzak durmak, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak gibi değiştirilebilir etmenler ile görünme sıklığı azaltılabilir.

Ancak sigara-akciğer kanseri gibi bir ilişki, meme kanserinde söz mevzusu değildir. Bugün sigaranın ortadan kaldırılması akciğer kanserini %90 oranında yok etmektedir.

Dr. Özdoğan, sağlıklı beslenmede bilimsel olarak ispatlanmış Akdeniz mutfağının seçim edilmesi, bireyin günlük yaşamı içinde kendine en uygun olan sporu seçim etmesi yeterli” dedi ve ilave etti: “Tüm insanlar için en kolay yapılabilecek spor, kumpaslı ve tempolu bir yürüyüştür.

Bununla birlikte yüzme, bisiklete binme, plates, yoga gibi kadınlar için son derece uygun olan grupla veya tek başına yapılabilecek egzersizler seçim edilmelidir. Egzersiz, haftada en az 3 gün olması ve yeniden haftada iki saati bulması şartıyla yapmalıdır.”

.