Enfeksiyöz mononükleöz Öpücük Hastalığı
Öpücük hastalığı başka bir deyişle infeksiyöz mononükleoz İM, daha çok çocuk ve genç yetişkinlerde tesadüfülen; boğaz sızısı ve lenf bezlerinde büyüme ile kendini gösteren bir hastalıktır. Ebstein Barr virüsü EBV tarafından oluşturulan enfeksiyon, tükürük ve boğaz salgısıyla çıkarılır, yakın temasla öpücük, kan yolu ile veya enfeksiyonlu eşyalarla bireyden şahsa geçer. Yakın temasla sık beriştiği için “öpüşme hastalığı” olarak da adlandırılır. İM, makûs hijyene sahip ve kalabalık bölgelerde yaşayanlarda, daha çok buluğ çağında ve minik çocuklarda görülür. Gelişmiş ülkelerde ise 15-19 yaşlar arasında daha sıktır. Hastalık, mektep ve askeri birliklerde daha yaygın olup; ayrıca aile içi geçiş de sıktır. Bazı cemiyetlerde, annenin ağzında öğüttüğü besinleri daha sonra bebeğine verdiği ailelerde daha kolay ortaya çıkar. İnfeksiyöz mononükleoz, her iki cinsiyette ve senenin her mevsiminde görülür. EBV’nin konakçısı oldukça hudutludur. Virüs’ün enfekte edebileceği iki hücre tipi olup, bunlar; B lenfositler ve epitel hücreleridir. Virüs, tükürük ve salya ile çıkarılarak ve yakın temas ile beriştirilerek, boğaz mukozasından bedene girer. Evvel boğaza ve tükürük bezi hücrelerine daha sonra da gırtlakta bulunan duyarlı B lenfositlere erişir. EBV, kan verilmesi ve kemik ile de berişir ancak bu yolla berişme sık değildir. Belirtiler: Hastanın yaşı, muayenehane belirtilerde ehemmiyetlidir. Özellikle çocukluk çağında; lenf bezlerinde büyüme, bademcik iltihabı gibi tipik bulguların yanı gizeme; boğaz iltihabı, kulak iltihabı, karın sızısı ve ishal gibi belirtilere de neden olabilir. Genç ve yetişkinlerde ise; yüksek ateş, boğaz sızısı, lenf bezlerinde şişme ve kanda atipik hücreler görülür. Genellikle 3-5 gün kadar süren halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve sigaradan tiksinme, batında dolgunluk hissi, adale sızıları, ateş basması, üşüme, titreme, terleme gibi belirtileri görülebilir. Hastalar en sık boğaz sızısı şikayeti ile hekime başvururlar. Hastaların büyük bir çoğunluğunda öğleden sonra 40°C’yi bulan ateş görülür. Ateşli yarıyıl vasati 10-14 gün kadar sürer. Bedemcikler büyük, boğaz kızarık görünümlü ve bezen beyaz çeper ile kaplı olabilir. Boğaz sızısı şikayeti 7-10 gün kadar devam eder. Bazı hastalarda yumuşak-sert damak birleşim yerinde 1-2mm. çaplı kırmızı kirler görülebilir. Bazı hastalarda göz çevresinde şişlik görülebilir. Olguların çoğunda arka breyin kısmında lenf bezi büyümesi vardır. Bazı hastalarda karaciğer ve dalak büyümesi görülebilir. Bazı hastalarda ise; gövde, el ve ayakların üst tarafında döküntüler görülebilir. Ampisilin kullananlarda yaygın döküntü ortaya çıkabilir ve ilacın kesilmesi ile bu döküntüler kaybolur. Hastaların yüzde 90’ında karaciğer enzimleri klasiğin 2-3 katına çıkar. Yaşlılarda ender görüldüğü için, hastalığın tanısı yaşamın geç yarıyıllarında eforlukla konulur. 40 yaşın üzerindeki cemiyetin yüzde 6’sı EBV infeksiyonuna yatkındır. Yaşlı şahıslara gençler ve çocuklara göre belirti ve bulgular daha değişiktir. Tanı ve rehabilitasyonu: Hastalığın tanısı muayenehane bulgular yanında, kan incelemeleri ile konur. Vasati 1-4 haftada kendiliğinden iyileşen olgularda büyük miktarda destekleyici rehabilitasyon yapılır. Hastaya, ateşinin olduğu ilk 2-3 hafta vaktince istirahat önerilir. Parasetamol, ateş ve sızılar için verilebilir. Reye belirtisine yol açabileceğinden aspirin seçim edilmez. Hastalar dalak rüptürlerine karşı, 3-4 hafta müddetle tehlikeli hareketlerden sakınmalıdır. Hastalığın karmaşıklıkları oldukça ender olup, en sık görülen karmaşıklıklardan bkocaman, bir nevi anemi olan otoimmün hemolitik kansızlıktır. Bazı hastalarda; bedemciklerde büyüme, boğazda lenfoid hiperplazi ve beyaz çeper yaradılışına bağlı üst solunum yolu tıkanıklığı gelişebilir. Dalak yırtılması çok ender; ancak usta yakalanması gereken bir karmaşıklığıdır. Nörolojik koplikasyonlardan olan beyin irinleri bu yolla vefatların en ehemmiyetli sebebi olmasına karşın; olayların büyük kısmı iyileşme ile sonlanır. Hastalık ile alakalı olarak aşı çalışmaları vardır, ancak henüz uygulanan bir bağışıklama yolu yoktur. Prof. Dr. Yavuz Baykal İç Hastalıkları Uzmanı