Önleyici Ve Gözetici Rehabilitasyon Dünya Sağlık Teşkilatı ’nün DSÖ “sadece hastalık veya sakatlığın yokluğu değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak bütün bir iyilik hali” biçimindeki sağlık tanımı istikametinde, hastalıkların rehabilitasyonu kadar, hastalanmama ya da hastalığa tutulmamayı sağlamak da doktorluğun işlevleri arasında sayılmaktadır.
Şahıslar sağlık meseleleri olduğunda çözüm arayışı içine girmektedirler.Bu çözüm arayışı çağdaş tıptan “ulus tıbbı” olarak adlandırılan usullere spektrum göstermektedir.
Hem sıhhati koruma hem de sağlık meselelerinin çözümü mevzusunda son senelerde gelişmiş ülkelerde de çağdaş tıp dışındaki yollara başvurma seviyesinde bir çoğalış gözlemlenmektedir. Bu yollar genel olarak bitirici veya seçenek tıp TAT olarak adlandırılmaktadır
Yapılan araştırmada Bitkisel rehabilitasyon hakkında hiç balakam yok diyenlerin oranı %6 iken genel olarak bilenlerin oranı %57,9 çıkmıştır. Buna karşılık hiç kullanmayanların oranı %47,2 kumpaslı kullananların oranı ise %9,8 çıkmıştır. Seçenek rehabilitasyon güzergahlarını insanlar ne kadar dinlemiş yada kullanmış olsalarda kumpaslı kullanım oranları çok düşük olduğu gözlenmiştir.
Sosyo -ekonomik olarak bakıldığında bitkisel rehabilitasyon usullerini bayanların erkeklere aranla daha kumpaslı kullandığı anlaşılmıştır.
TAT usulleri hakkındaki balakalar büyük miktarda kitle bağlantı vasıtalarından, daha az oranda da bu yolları kullanan tanıdıklardan edinilmektedir. Araştırma neticesinde elde edilen alt sosyoekonomik seviyeden şahısların bitkisel rehabilitasyonu “bir zaman” kullandıkları bulgusu da kitle bağlantı vasıtalarının tesirliliğinden hareketle bazı bitkilerin tüketiminin “moda” haline gelmesiyle açıklanabilir.
Gözetici ve önleyici rehabilitasyonun ehemmiyeti nedir?
Hastalığın tanısı konulduktan ve hastalığın belirtileri ortaya çıktıktan sonra rehabilitasyon edildiği ananesel tıbbın aksine gözetici ve önleyici tıp, yaşam stilinizde farklılıklar yapmaya ve hastalığın oluşmasını yasaklamaya katlanır. İnsanlar genellikle gözetici ve önleyici tıbbı es geçmektedir. Zira bu hemen ölçülebilen veya bir güne katlanan bir şey değil.
Gözetici ve önleyici tıp reelleşmemiş bir vakayla ölçülebilir; misalin, hiç yaşamadığınız bir kalp krizi… Yaşınız, orijininiz veya cinsiyetiniz ne olursa olsun korunmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir. Bazı uzmanlara göre sıhhate hasarlı alışkanlıkları bırakmak ve yeni alışkanlıklar edinmek kalp krizi tehlikesini yüzde 80, kanser tehlikesini yüzde 60 ve diyabet tehlikesini yüzde 90 ’a kadar azaltabilir. Bu ciddi bir orandır ve hiç de küçümsenmemesi gerekir.