Danıştay ın, kahvehanelerdeki sigara yasağını Tüzük Duruşması ne götürmesi, doktorları endişelendirdi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Sağlık Kurumu Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yasağın pasif içiciliği önlediğine işaret ederek, “Bir birey, istemediği halde bir başkasının içtiği sigara suratından kanser olur, kalp krizi geçirirse bu ahlakî bir gidişat olmaz.” dedi. Türk kültüründe kahvehanelerin ehemmiyetli bir yeri olduğuna dikkat toplayan Prof. Özlü, şunları söyledi: “Ehemmiyetli bir popülasyon kumpaslı olarak buralara gidiyor. İşsizler, gençler gün boyu kahvehanede. Çalışanlar da emin saatlerde kahvehanelerde kalıyor. Kahvehaneler sigara içilebilir hale kazançsa, bu bireylerin yoğun sigara dumanına maruz kalması neticeyi sigara ile alakalı tehlikeler yine ortaya çıkacaktır.”
Sigara içilen ve içilmeyen yer biçiminde yapılan ayrımların hiçbir biçimde bereketli olmayacağının altını çizen Özlü, “Sigara dumanı çok kolay her yere dağılabilir. Bireylerin sigara içme serbestliği kadar, pak hava teneffüs etme serbestliği daha ön tasarıdadır. Para kazanma, ticaret serbestliği natürel ki olmalı, ancak bu serbestlikler bireylerin sıhhatlerini tehlikeye atma noktasına getirilmemeli.” dedi.
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı ise Türkiye de her sene 17 bin insanın, sigara dumanına maruz kaldığı için yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Prof. Dağlı, sigaranın, 50 yıldır öldürdüğü öğrenilen bir madde olduğuna dikkat toplayarak, “Sigara dumanına maruz kalmak öteki insanları öldürür. Öldürdüğü öğrenilen maddelerden insanları gözetmek devletin öncelikli görevidir.” biçiminde konuştu.
HER SENE 17 BİN BİREY PASİF İÇİCİLİKTEN YAŞAMINI KAYBEDİYOR
Her sene Türkiye de, sigara içmediği halde sigara dumanına maruz kaldığı için 17 bin bireyin yaşamını kaybettiğinin altını çizen Dağlı, “Bu, yalnızca ülkemizdeki sayı. Dünyayı düşünürsek, milyonlardan bahsetmeliyiz.” diye ifade etti. Pasif içiciliğin, can vermemek için sigara içmeyen bir bireyin öldürülmesi anlamına geleceğini aktaran Dağlı, “Bunun anayasal bir hak olması muhtemel mi?” diye sordu. Teknik bilgi yetersizliği nedeniyle böyle bir karar alındığını söyleyen Dağlı, şunları söyledi: “Biz bu teknik bilgileri vermek için avukatımız aracılığı ile müdahil olmak üzere arzda bulunduk. Sonuçta Türkiye de teknik bilgi raporları olan bir hayli bilim adamı var. Ancak kabul edilmedi. Danıştay, teknik yanılgılar kapsayan bir karar verdi. Bu karar, insan canına amaçlayan bir karardır.
Yasak, ticaret hürlüğüne ters değil
Hacettepe Üniversitesi Ulus Sıhhati Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Öğrenir, yasağın ticaret hürlüğüne terslik teşkil etmediğine dikkat çekti. Maliye Bakanlığı nın bilgilerine göre, yasaktan sonra ikram sektöründe açılan şirket rakamının, kapanandan fazla olduğunu vurgulayan Öğrenir, “Üstelik, bu şirketlerin yatırdıkları Katma Değer Vergisi ölçüyü de çoğalıyor. Bu, daha çok alıcı geldiği anlamına geliyor.” dedi. Tüzük Duruşması nin mevzuyu yalanlayacağını düşündüğünü belirten Öğrenir, “1996 da toplu taşıma taşıtları ile alakalı kanun çıktığında da mevzu Tüzük Duruşması ne götürüldü. O zaman aklıselimli karar verildi. Cemiyet sıhhati mevzubahisi olduğunda, yasaklar Tüzük ya terslik teşkil etmez.” dedi.
İnternet Gazete