Afaki antibiyotik kullanımında doruktayız

Kolay bir soğuk algınlığı ya da grip rehabilitasyonunda dahi antibiyotiklere müracaat etilmesi gibi şuursuz kullanımlar, bakterilerin antibiyotik ilaçlara müteveccih mukavemetlerinin çoğalmasına yol açıyor. OECD antibiyotik kullanımının yarısının afaki olduğunu varsayım ediyor. Raporda afaki antibiyotik kullanımının yasaklanması bakımından da mikroorganizma varlığını ispatlayacak süratli tanı testlerinin kullanılması öneriliyor. Bahçeşehir Üniversitesi BAU Sıhhat Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Ahu Kürklü’ye göre: “Afaki yere antibiyotik kullanılması ülkemizde bu ilaçlara karşı bir bakteri mukavemeti oluştururken, artık cemiyette de gözlemlediğimiz bu mukavemetli bakteriler ciddi bir ulus sıhhati problemi haline gelmiştir. İnfeksiyon ve Epidemiyoloji Uzmanları Birliği’ne APIC göre, sağlık kurumunda karşılaşılan çoklu ilaca mukavemetli bakteriler MDRO artık cemiyet için de büyük bir risk haline gelmiştir. Özellikle sağlık kurumundan konutta bakım hizmetlerine taburcu olan hastalar, sağlık kurumundan aldıkları bakterileri konutlarına, ailelerine ve hatta onlara bakım veren sıhhat personeline bulaştırma tehlikeyi taşımaktadır.”

Virüse antibiyotik kullanılmaz

Ülkemizde antibiyotik kullanımının çok riskli ebatlara eriştiğini söyleyen BAU Sıhhat Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Ahu Kürklü, “Virüs kaynaklı üst solunum yolu hastalıkları sebebiyle, bazen hastaların da ısrarıyla doktorlar tarafından afaki reçete edilen antibiyotik istemleri Sıhhat Bakanlığı’nın ve Türkiye Ulus Sıhhati Kurumu’nun kayıtlarında bulunmaktadır. Bununla beraber insanların eğitim seviyesinin yükselmesi, internet kullanımının çoğalması ve sıhhat okuryazarlığı gibi mevzular sebebiyle kendi kendilerinin hekimi olmaya başlayıp, yaptığı derin araştırmalar neticesinde kendisini iyileştireceğini düşündüğü antibiyotiği istediği eczaneden temin eden fertler de afaki yere antibiyotik kullanabilmekteydi” biçiminde konuştu. Ocak 2017 tarihinden itibaren Sıhhat Bakanlığı’nın Usçu Antibiyotik Kullanımı Projesiyle beraber insanların doktor reçetesi olmadan eczaneden antibiyotik almasının önüne geçildiğini söyleyen Ahu Kürklü, “Aynı zamanda doktorlara da infeksiyon hastalığı bulgularını gördükten sonra antibiyotik yazabilmesi için Süratli Antijen Testi uygulama lüzumluluğu getirilmiştir. Böylece fertlerin gerekmedikçe antibiyotik kullanmalarının önüne geçilerek bunun yerine bulguları gerileten semptomatik rehabilitasyon almaları sağlanmaya çalışılmıştır” dedi.

Uygun doz ve zamanda kullanınız

Antibiyotiklerin sadece bakteriler üzerinde tesirli bir ilaç olduğunun ehemmiyetine değinen BAU Sıhhat Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Ahu Kürklü şunları söyledi: “Kış aylarında sıklıkla geçirdiğimiz üst solunum yolu hastalıklarının kaynağı çoğunlukla virüsler olmaktadır. Bu hastalıklarda sezilen bulgular ateş, halsizlik, sızı vb. sebebiyle bir hayli insan antibiyotik kullanmak zorunda olduğunu düşünmektedir. Ancak viral hastalıkların rehabilitasyonunda antibiyotiklerin rehabilitasyon edici tesiri bulunmamaktadır” biçiminde konuştu. Bakteri kaynaklı infeksiyonlarda antibiyotiklerin kaynak bakteriye tesir ettiği kanıtlandıktan sonra kullanılması gerektiğinin altını çizen Ahu Kürklü, laboratuvar civarında mikrobiyolojik kültür çalışmalarının yapılması gerektiğine vurgu yaptı. İnfeksiyon hastalığına neden olan etmenlerin tanımlandıktan sonra gereken antibiyotiğin doktor tarafından reçete edilmesi gerektiğini söyleyen Kürklü, “Reçete edilen antibiyotiklerin uygun kullanımını fertlere öğretmek doktor, hemşire ve eczacı gibi sıhhat personellerinin vazifeleri arasında yer almaktadır. Zira bakterilerin bedenimizden yeterince uzaklaştırılması için antibiyotiklerin uygun dozlarda ve uygun vakitlerde kullanım lüzumluluğu bulunmaktadır”

Yaşlılar ve çocuklarda çok riskli

Günümüzde doktorların, antibiyotik mukavemeti nedeniyle, mikrobiyolojik kültür çalışmalarının yanı gizeme mikrobiyologlardan duyarlılık analizlerini de istediğini belirten BAU Sıhhat Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Ahu Kürklü, “Bunun nedeni kültür neticesinde elde edilen bakterinin var olan tüm antibiyotiklere karşı mukavemetinin olup olmadığının tanımlanmasıdır. Duyarlılık çalışması yapılmadan ferde antibiyotik reçete edilmişse ilacın kullanımını takiben 36 saat içinde var olan hastalık bulgularında gerileme olması beklenmektedir. Şayet bu gerileme hakikatleşmiyorsa yeniden antibiyotik mukavemetinden kuşku edilmelidir. Antibiyotiklerin uygunsuz kullanımı, gereğinden fazla istenmeyen yan tesire, ilaca mukavemetli mikroorganizmaların gelişimine ve sıhhat giderlerinde çoğalışa neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Antibiyotik kullanmak zorunda olan fertlerin kesinlikle doktorlarına, hemşirelerine ve eczacılarına kullanmakta olduğu öteki ilaçları da belirtmeleri gerektiğini söyleyen Ahu Kürklü, “Bazı gidişatlarda beraber alınan ilaçlar birbirleriyle etkileşime girerek bedenimizde istenmeyen bulguların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu vaziyeti önlemek için ilaçların sıhhat personeli tarafından uygun saatlere göre tasarılamasının yapılması ve hastaya bu mevzuda eğitiminin verilmesi gerekmektedir” dedi. Çocuk ve yaşlılar için kullanılan antibiyotiklerin kullanım dozunun öteki fertlerinkinden değişik olduğuna da dikkat sürükleyen Kürklü, “Bu sebeple özellikle yanlış dozlarda antibiyotik kullanımı bu grupta yer alan fertlerde böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi yan tesirlere neden olabilmektedir” diyerek reçete edilen antibiyotiğin kesinlikle ikinci hemşire ve hatta eczacı gibi üçüncü bir göz tarafından doğruluğunun onaylanması gerektiğine vurgu yaptı.

ahu kürklüantibiyotikantibiyotik kullanımıçocuklarda antibiyotiktürkiye antibiyotik kullanımı