Dr. Sinan Akkurt eksik ve kumpassız uykunun bağışıklık gücünün eksilmesi ile ilişkilendirildiğini kaydolurken, yeterli ve kumpaslı uykunun ise bağışıklık sistemini enfeksiyonlara karşı gözetmeye dayanakçı olacak biçimde uyardığını belirtti. “Az uyku kan hücrelerinden salınan enfeksiyona karşı gözetici molekülleri eksilttiği gibi, bağışıklıkta rol oynayan muhtelif protein moleküllerini de negatif etkiliyor.” diyen Dr. Akkurt, bu sebeple kesintisiz olarak günde yedi saatten az yatan şahısların grip, soğuk algınlığı, Covid-19 gibi enfeksiyonlara tutulma ihtimalinin en az iki misli çoğaldığını kaydoldu.
“Bağışıklık sistemi ve uyku arasında doğrudan bir ilişki var”
Sıkıntılı bacak belirtisinden hengameli ev etrafına, yoğun iş hayatından fazla kafein tüketimine muhtelif nedenlere bağlı olarak kesintisiz uykusuz kalmak pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Dr. Sinan Akkurt ’un verdiği bilgilere göre, uykusuzluk hiddet, saldırganlık, duygusal patlamalar gibi ruh hali farklılıkları ile doğrudan ilişkili olmakla beraber bunalım, anksiyete gibi mevcut psikiyatrik hastalıkları da makûslaştırabiliyor. Dikkat, odaklanma, karar verme, hafıza, yaratıcılık gibi maharetleri eksiltiyor ve uzun vadede Alzheimer tehlikesini artırıyor. Dr. Sinan Akkurt kronikleşen uykusuzluğa bağlı olarak artan enfeksiyon tehlikesini ise şöyle anlattı: “Bağışıklık sistemi ve uyku arasında doğrudan bir ilişki var. İnsanlar uykusuz kaldıklarında bağışıklık eforları eksiliyor ve hastalığa tutulma tehlikeleri çoğalıyor. Mevzuya enfeksiyonlar açısından baktığımızda, uykunun bağışıklık sisteminin değişik istikametlerini enfeksiyonlara karşı korunmaya dayanakçı olacak biçimde değiştirdiğini öğreniyoruz. Dolayısıyla uyku noksanlığı bağışıklığın eksilmesine ve enfeksiyonlara kapılmaya daha yatkın olmamıza yol açıyor.” Dr. Akkurt uykusuzluğun ayrıca kilo çoğalışı, kalp hastalığı, diyabet, kolorektal kanser, cinsel işlev bozuklukları gibi tehlikeleri de tetiklediğini belirtti.
Kumpaslı uyku için ne yapmalı?
Kumpaslı bir uyku rutini oluşturmak ve sürdürmek için en başta gün içinde fiziksel olarak etkin olmak ve gündüz uykusuna veda etmek gerektiğini kaydolan Dr. Akkurt, uyumadan hemen evvel yemek yeme ve özellikle içkili, kafeinli meşrubatlar içme faaliyetinde bulunmamasını salık verdi. Ayrıca her gün aynı saatte uyanılmasını, evdeki tüm elektronik makinelerin uyumadan evvel kapatılmasını, suskun ve karanlık bir etrafta bir müddet kendimize dinlenme hisseyi tanıdıktan sonra uykuya geçilmesini önerdi. Melisa ve papatya çaylarından destek alınabileceğini dile getirdi. Tüm bunlara karşın müddet ve nitelik açısından istenen uyku seviyesine ulaşılamaması gidişatında hekime müracaat etilmesini ve uyku bozukluğu olarak adlandırılan bir vaziyete bağlı olarak hekim tarafından rehabilitasyon uygulanabileceğine sözlerine ilave etti.